O Bir Ra Board

Full Version: Herşey Aslına Rucu Eder " ve ileyhi türceuun" (Kar©glanin 30 Temmuz 2017 Vaazi)
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.

Herşey Aslına Rucu Eder "ve ileyhi türceuun"

(Kar©glanin 30 Temmuz 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn. Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

Meali :

Bir şey yaratmak istediği zaman onun yaptığı ol demekten ibarettir, hemen oluverir. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz(ondan geldik, onun parcasiyiz, ve yine onadir geri dönüşümüz, herşey aslina rucu eder kurali yani).

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 82 ve 83. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Kuvvetli mümin, zayıf ve güçsüz müminden daha iyi, daha üstün ve Allah’a daha sevimlidir.”

( Hadis-i Şerif , Müslim, Kader, 34; İbn Mace, Zühd, 4168 )

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :


İncil—Tevrat—Zebur Kitaplarinda gecen Yaratılış bahsinin 3.ayeti veya bölümünde şöyle gecmekde :

RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
2 Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı, 3 “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
4 Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, 5 “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. 7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. 9 RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi.
10 Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
11 RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”
12 Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
13 RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu.
Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana,
“Bu yaptığından ötürü
Bütün evcil ve yabanıl hayvanların
En lanetlisi sen olacaksın” dedi,
“Karnının üzerinde sürünecek,
Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15 Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
16 RAB Tanrı kadına,
“Çocuk doğururken sana
Çok acı çektireceğim” dedi,
“Ağrı çekerek doğum yapacaksın.
Kocana istek duyacaksın,
Seni o yönetecek.”
17 RAB Tanrı Adem’e,
“Karının sözünü dinlediğin ve sana,
Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için
Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi,
“Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
18 Toprak sana diken ve çalı verecek,
Yaban otu yiyeceksin.
19 Toprağa dönünceye dek
Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın.
Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın
Ve yine toprağa döneceksin.”
20 Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.
21 RAB Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. 22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.” 23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem’i Aden bahçesinden çıkardı. 24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

-----------------------------------

isavilerin cenaze törenlerinde söylenen cümlenin almancasının bir kısmı veya tamamı şöyledir: "erde zu erde, asche zu asche, staub zu staub" türkçesi ise : "toprak toprağa, küller küllere, tozlar tozlara karışsın" demektir.


bizde ise "yasin" yani insan suresinde son iki ayet olarak gelen cümlede ise :

"İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn. Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn."

yani yaratiliş ve geri dönüşüm ünitesi yani, peki beden toprakdan geldi ve topraga dönecek, amma ruh rabden geldi, oda rabbimize geri dönecek olan

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُ سَاجِدِينَ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehu sâcidîn.

Meali :

Esteuzubillah

Artık onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın! (yani ey meleküt toprak taş agac yaprak meyva sebeze madenler ,.. eşyalar ona itaat edin artik dedi, ve bütün meleküt ona itat etti, amm demir haric, demir dünyada yok idi, demiride rab sonradan dünya indirip yine onun emrine verdi.)

Sadakallahul Aziym HİCR Suresi 29. ayet

o yüzden işde herşey ona rucu edicidr buyuror rabbimiz yani "ve ileyhi turceûn."

ve biz zikirimize bu ayetide aldik ki 10 defa

"İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûn."

1 defada

"Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn."

yani Allah bu ayetleri insanin eline vermiş yani elindeki kuvvetin tecellisidir bu ayet, nitekim kuranda yine bunu tefsir eden ayet ise

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَا أَصَابَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve mâ esâbekum min musîbetin fe bi mâ kesebet eydîkum ve ya’fû an kesîrin.

Meali :

Esteuzubillah

Başınıza her ne musibet gelirse gelsin, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.

Sadakallahul Aziym ŞURA Suresi 30. ayet


o yüzden insan eliyle koluyla ayaklari ile hareket edip ve iş ve güc tutabilen bir varlik, öyle olunca, onun amelleri ya elleri ile yaptiklari, ya akli ile düşündükleri, veya dili ile söyledikleridir, veya ayaklari ve gücü ile taşidiklaridir, öylede olunca bu ayetin manasini yine başka bir ayet ile tefsir edersek

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ.

Meali :

Esteuzubillah

Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka hiçbir şey yoktur.

Sadakallahul Aziym NECM Suresi 39. ayet

ve bizler hergün namazlarmizin oturuşlarinda, yani Tahiyatinda okudugumuz, Ettehiyyatü Duası, yani oturuş duasinda derizki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اَلتَّحِيَّاتُ ِللهِ، وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّـبَاتُ، اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ، السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَىعِبَادِ اللهِ الصَّالِحِينَ. أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ

Okunuşu

Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibât Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh

Anlamı
Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır Ey Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.

Peygamberimiz miracda rabbimizin huzuruna vardiginda, onun huzurunda oturup, ona selam verirken, böyle selam vermiş, ve insan eger Rabbimizin halifesi ise, yeryüzünde Allah in Temsilcisi ise, o zaman onun yapip ettiklerinin tümü taattir, kime yine Allah a, yani peki Allahin zaten temsilciside kendisi ise, o zaman yapip ettigi ibadetler, yani hatta bütün fiiller, eli ile, kolu ile, dili ile, bedeni ile, ve mali varligi ile yapip ettikleri, sadece Allah icindir, bunun böyle oldugunu ilk idrak eden kim? Hz Muhammed, ve bunu oraya varinca, mirac edince, ona gösterildi, ve oda idrak edip anladi, ve o yüzden dediki "Ettehıyyât......" Ettehıyyât demek insanin yapip ettigi bütün fiillere denilir, bunlar hem fiili hem ameli, yani elleri kollari ile yaptiklari olsun, veya dili ile kaalen söyeldikleri zikrettikleri olsun, yine mali ve gücü ile sarfettikleri olsun, hepsi Allah icindir, yani tahiyattir yani yeryüzündeki halife de kendisi olunca, bütün yapip ettikleri kendisi icindir zaten yani. ve o yani rab veya onun halifesi, birşey yapmak isteyince vücudunu yöneten komutan, mesala bardagi alcak, eline emreder bardagi al diye, ve ondan sonra el uzanirda bardagi aliverir. ve yine mesala yüzümü yika deyince, el su ile yüzünü yikayiverir, yani yine yürümek isteyince ayaga komutan emreder ve yürü, saga dogru yürü, sola dogru yürü, gözüne önüne bak der, önüne bakar, ardima bak der, ardina bakar, yani ol der oluverir, sen extradan koluna bardagi al diye sesli söylüyonmu? hayir icinden bir emir ele gidiyor, bardagi hemwn al diye, kim verdi bu emri peki, ve o hic itiraz etmeden bardagi alir degilmi, eger önünde bir engel yoksa, elinde bir sakatlik yoksa degilmi yani? ve öyle olunca, tahiyatin allah için oldugunu idrak etme yeri, rabbi görme yeri, yani mirac budur, yamni nmazda sedeye vamrk onu temsil eder ve muhammed miracda uzun uzun kalmadi diyrlarki döndügünde dah yatagi sogumamisdi yani o kdar kisa zmanda o kdar görev tmam edilip talim ettrilidi ve yani secde mahallinde öyle elli saat hatim edilmez, üc "sübhane rabbiyel ala" dencek kadar kalinir, sonra geri dönülür yani, bin küsürü senedir namaz kilan müslaman, daha namazi allah için kiliyon, orucu allah için tutuyon der, halbuki allah diyorki bunlar

"Başınıza her ne musibet gelirse gelsin, kendi yaptıklarınız yüzündendir." ayetinde anlatilan yaptiklarin senin için, sen ise halifesin, yeryüzünün halifesi, yani yine o halife vasfini, allamişlar pullamişlar, ve yeryüzünün tamamini yönetcek bir kişi diye, bir kişinin üstüne ve sirtina yamamişlar, ve osmanli işde, saltanat ve taht kavgasi ile halifelik davasi ile boguşmuş yillarca, amma halifeligin onlarin anladigi gibi dünya tahtini saltanatini ele gecirmek olmadigni, bir Allahin kulu anlamamiş. Zaten sen yeryüzünü imar eden, calişan cabalayan, allahin yerüyüzündeki temsilcilerinden birisisin, bunu idrak edecekdin halbuiki, o angutlar ne anlamiş, dünyayi bir elden yönetmek diye anlamiş, yani gazi goz anlayan ahmaklar yine ve öyle olunca, Allahin halifesi demek ise

Allahin yap dediklerini yapan, yapma dediklerinide yapmayan kimseye verilen addir, yoksa Allahin yapma dedigini yapan halife olurmu? yani mesela başbakan yerine birini tayin etcek, ve o bir yere gidince, o yerine tayin ettigi adam, başbakanin bütün kurallarini cigneyecek, ve onun yapilmasi yasak denen bütün işleri serbest birakip, hem kendi yapacak, hemde milelte emredip yaptircak, ve o başbakan bunu görünce, dönünce, bunu görevden azletmezmi hic yani. ve Allah, kuran ile, incil ile, tevrat ile, yapilmasini emrettiklerini, iyi olan şeyleri bildirmiş, kimin için iyi, halife için, halife kim, Allahin yeryüzünde temsilicisi olan insanlar icinn yani insanlik için iyi olan işlern yani öyle oluncan yasaklar ise, yine insanin kendisi için, yasak olunca elzem olan fiiler, yani yapinca degilde, yapmayinca dogru olan fiiller yasaklar haramlar, yani öyle olunca

insanoglu daha dinin Allah için degil, kendisi için elzem olan fiiller, zikirler ve düşünceler oldugunu anlamakdan aciz, bu ne hacli seferi, bu ne ilahi kelimatullah için cihad diye, oraya buraya savaş acan ahmaklar ordusu olmuş, lan adam öldürmek yasak iken, savaş ve cihad ilan edip, adam öldürmegi yasal hale getiren ahmaga ee ben ne diyen allah aşkina. söyleyin, yani öldürmek senin dininden olmayinca helal ise, sende onun dininden degilsin, onun dininde de seni öldürmek helal o zaman yani, israil zulm ediyor, lan senin dangilligin yüzündenn sen cihad farz dedin, ve onlari öldürmeyi helal gördün, senin diininde onlari öldürmek helal, onlar ahmakmi ki anlamasin, onun dininde de seni öldürmek ona helal o zaman, yani işde cahililgin varacağı sonuc, şeytanin istegi olan, katliamlar ve kan dökmeler nereye kdaar vardi yani, lan ahmak bak dinle veya oku! Allah kuranda diyorkli

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاء تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn.

Meali :

Esteuzubillah

İşte bundan dolayı (Tevrat’ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsun ki resûllerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular.

Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 32. ayet
yani adam öldürmek musavilerede isavilerede müslümanlarada yasak iken, sen savaş cikarip orda burda binlerce adam öldürmeyi helal ve ilahi kelimetullah için cihad dedin, onlarda dedi kutsal savaş hacli seferi dediler, sende öldürürken allah için öldürdün, onlarda allah için deyip öldürdüler, burda ölenemi yanalim, öldürenin, allah için diye öldürüşünemi, hangisi yanliş, öldürmek allah için olunca helalse, o da allah için öldürüyor, kim suclu burda madem, onunkide din, onunda peyagamberi var, ulul azim peygamber musa veya isa degilmi, seninkinin dogru oldugu ne malum, onunkinin dogru oldugu ne malum diyecegiz amma demiyoz, cünkü hepsi Allahdan ise, hepsi dogru, amma yorumlayan yanliş yorumlamiş, işde gazi goz anlamiş yine.

bakin yine kurani oynamiş kafirler, ahmak müslüman, daha bunu ayirt edemiyor, yani bu ayetin sonundaki müsrifün un bu ayetin manasi ile alakasi uzakdan yakindan varmi? müsriflikle adam öldürme fesat cikarmanin ne alakasi var yani, dün bizde okuduk buna bakdik böyle yazinca acab böylemidir diye mana verdik, amma bugün biraz daha aydinladi o ayet daha başka gözle ve akil ve idrak ile baktik başka anladik, orda gececek olan ayet ise" müfsidun" olmali degilmi, ama yerini oynamişlar, ve yillardir sizde bizde müslümanlar bunu müsrifun oklurlar, lan dangil biraz düşün hatta ömer osman toplarken böyle topladiysa bile, mana tutmuyor anlasana ahmak, burda adam öldürüp katliam yapanlar, yani ifsad edici, yani bozguncu ve fesad cikaran kimseler demekdir ve son ayette müfsidun oldular demesi lazim degilmi, bunu işde yilardir kuran bozulmadi, orjinal hikayesi ile yanliş yanliş okudular, yani israf ile adam öldürmenin alakasi ne burda, onlar yeryüzünde fesad cikaranlar oldu diyor bu ayette halbuki, osman yazdiysa bíle bunu, ömer yazdiysa bile yanliş toplamiş, yani burda müfsidun olacak, onu yazan yada rivayet eden yanliş yazmiş demekdir bu. ve yine işde orda burda katliam cikaranlar ne mehdi, ne halife olabilir, ahmaklarin başi, ve büyük ahmak olurlar ancak onlar.

------------------

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Allah Teala buyuruyor ki: Âdemoğlu dehre (zamana) söverek bana eziyet verir. Halbuki ben dehrim (zaman benin). Her şey benim elimdedir. Geceyi, gündüzü ben idare ederim.”

( Hadis-i Şerif ,Buharî, Tefsir 45)

Hocanin birisi bu hadisi inkar ediyor ve diyor hic zaman allah olurmu diyor, ve birde ekliyor zaman sonsuz diyorlar, hic zaman sonsuz olurmu, zaman yaratanmi? yaratilanmi? zaman hepmi vardi, sonradanmi yaratildi diyor, zamaninda bir başi ve sonu var demek istiyor.

Allahin güzel ismlerinden dört taneside şunlardir
El Evvelü Allah, El Ahiru Allah, Ez Zahiru Allah, el Batinu Allah"
Ve biz Raşidi tarikati zikirimizde bunuda 10 defa zikrederiz yani

El evvel zamanin başi demek ve El evvel Allah ise, Evvel bu bir zaman zarfidir, yine el ahir zamanin sonudur, evet zamanin bir başi ve sonu var imiş demekdir bu, öyle olunca, evvel allah ise, ahir allah ise, evvel ve ahir zaman zarfi ise, o zaman zaman Allahdir yani dehr : zamanin carklari demekdir.
hani "Felegin carki" veya "(:::) felek!" deyimindeki felekler ise yukardaki semadaki gezegen ve yildizlar, o zamanin carklarini oluştururlar, ve işde hersene, yani her dönüşde güneşinin etrafinda dönüşde, dünya yaz konumuna gelince yaz. bahar konumuna gelince yine bahar olur. ve buna kisir döngü denilir, yine insan dogar yaşar ve yaşlanir ve ölür. ve yine kisir döngü sonra tekrar dogar tekrar yaşar tekrar ölür. Felegin cemberi biri, sogukdan ölür, biri aclikdan, biri susuzlukdan, biri katilin elinden, biri cihaddan, biri hacli seferinden ölür, amma yine ölür, sebebler farkli olsada, o cemberin döngüsüne hizmet için ölür, yani dogar ve ölür, onun dişina cikabilene HIZIR deniyor, ve kainat bir bütün ise ve beden kainat ise, kainatta cikiş ve giriş kapilari belli iken, eger yolu bulamayanlar, sivilce olupda, orayi burayi delip cikiyorsa, bunlar kacak askerler, onlara HIZIR denmez, yani cikiş kapilari ve giriş kapilari : agiz yolu burun yolu göz yolu kulak yolu ve deriden gözeneklerden, ter bezeleri yolu ile, ve birde p o po ve birde rahim ve zeker bunlarin dişinda cikiş giriş yok iken kafir deccal ve hocasi şeytan işde mikroplar üreterek insanin icinden kestirme yol olarak herhangi bir yerini delip cikmayi ögrenmiş ve ögretmişler, ve kestirme yol del kac, yakalancagini bilince, del kac teknigi, yani öyle olunca, azmanda yolculuk etmek icinde, hipnoz denen bir teknik kullanmayi ögrenmişler, ve seni uyutup icine girmek gibi, yani sen hipnoz edilmeyi kabul ederek, sana emanet edilen bedeni başkasinin kullanmasina müsade ediyorsun, ve evinin anahtarini tanimadigin başkasina teslim ediyorsun demekdir, hic ne yapacagi belli olmayan birine evinin anahtari verilirmi, neyini calacak, neyini degiştircek biliyormusun? bilmiyorsun, seni hatta öyleki senin benligini, öz benligini bile calip, yerine cakma sen koyabilir, yani ve seni artik icden icden yönetir, yani sen anahatari verdinya, kainatinin anahtarini, o istedigi zaman gelip kapiyi acar, girer ve istedigini yapar, sen müsade ettin cünkü, ve öyle olunca, yine hipnoz ve gecmişe bakma hikayeleri yine hirsiz şeytanlarin işleri yani, ve Allah mesala senin özüne elma saklamiş, berikine armut, berikine bilmem gece gözü, digerine bilmem sonar dalgasi, sen kapiyi acinca, ona müsade edince, sen daha sendeki özü bulmadiysan, senin sonar dalganin yerine, iki tnae helyum dolu balon koyar, ve senin sonarini calar gider bu şeytanlar, sonra o senin sonarin ile denizlerdekini bile duyar, sen ise hava dolu balonla kalakalirsin işde, ve öyleki felekler zamanin carklaridir, ve carkin icinde yüzenler bizim asli bednelerimizdir, yani yildizlarimizdir, yildizimizin gezgenimizin seyrine biz seyri sülük diyoruz, ve mesala bedende sag baş parmagin tirnaginin yeri sabittir, amma sen elini kolunu hareket ettirdikce onlarin yeri degişmesine ragmen, yinede an bedene bagli olarak yeri sabittir, ve oraya gidecek enerjiyi oraya götürmelri için kan ve askerinin, orasinin adresi ve yeri belli olmali degilmi, öyle olunca, kolunu elini haraket ettirmen onun yerini degiştirmesine ragmen, tirnagin yeri ve uzakligi sabittir, öyle olunca güneşimiz ve galaksimiz bir rayda seyir halinde, amma işde ana güneşe bagli bir rayda yüzüyorlar yani, her ne kadar güneşimiz bir başka ana güneş olan galakseye bagli dönsede, dünya ise güneşe bagli döner, halbuki güneş sistemi ise işde o galakside döner durur galaksi ise, bir başka galaksi ile orantili, ve onun bagli oldugu daha büyük bir galaksiye bagli olarak dönerek, böyle böyle, ay yerinde durmayip hareket etsede, yeri sabit degilse bile, tirnagin yeri hem hareket eden elde degişmesine ragmen, yeri ayni yerde, nerde ayni, büyük bedndeki yeri ayni, öyle olunca güneşimizin ana bedendeki yeri ayni, eger büyük beden ankaradan istanbula gitse bile, tirnagin yeri, ana bednende belli ve sabittir, yani büüyüüük bir karmaşa yani, bunun matematigni cözebilcek bir matematikci varmi, astronomcu varmi? yok Allah bunlari hesap edip, bir düzen koyan, herşeye kadir olan gücü yeten rab. öyle olunca bu ahmak geri zekali şeytan ve deccal ve askerleri kapidan girip cikmaya müsadeli olmadiklari için, kapidan girse ciksa gümrükde yakalancaklar, ve hapse atilcaklar, ve onlarda kapidan girip cikmayip, işde o yüzden vücutta delikler acarak, kolayca girip cikmayi yeylemişler, ayni matrix filimde telfonla en yakin cikiş kapisi arayan neo trinity ve marpheus gibi, zaman zaman vücutta sivilce oluşumu bu yüzdendir, ve denilirki, cin cocuklarin kaintta kaybolup yolu bulmadginda vücuttan cikmayinca cin tasallut etmiş denmekde, ve o yüzden eger, vücuduna cin girmiş birin rastlanirsa onun ruhuna belki caocuk belki bunak bir cin ve haritayi kaybetmiş naviisi bozulmuş bir cindir o, o na yasin okunurki yasin demek insan demekdir,

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar."

( Hadis-i Şerif ,Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'n, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Yâsin, Kur'ân'ın kalbidir. Allah'ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz."

( Hadis-i Şerif , Ebû Davud Cenâiz 20; İbn Mace, Cenâiz 4; İbn Hanbel, Müsned V, 26, 27)

ve öyle olunca kuran kainat ise ve kainat yani gezen yürüyen kuran muhammed ise ve yasin muhamdin kalbi, veya insan kainatin haritiasi proto tipi ise, yasinde onun kalbi ise, o zaman kalp ise bütün yollari kapilari bilen bütün adresleri bilen bir merkez, ve öyle olunca ayni postane gibi bütün adresler onda yazilidir, bütün yollari o bilir, kan yolu sinir yolu heryere erzagini götüren kalp ve askeleri degilmi? öyle olunca harita klapde gizli, kalpde yasin ise yasinde gizli,
yani kainatin proto tipi haritasi veya navigationu yani, öyle olunca, onlarin ruhuna yasin okunurki, yani bir harita gönderilirki, o haritaya baksin, ve navisi ile cikişi bulsun diye, ve bulamayanlar işde, az akli var ise, en soin ihtimal işde gözeneklerden cikmak isterken yaklanirlar, orada sivilce olurlar, kacak asker, ve orda patlama ve cerehat oluşumu yani, hani fedailer vardir ya, kendini patlatir birilerine zarar vermek için, işde bunlarda başkalari daha sonra girip cikabilsin diye kainata delik oluşturanalardir yani, öyle olunca HIZIR ise her yerde her an hazir nazir olabilenler demekdir, halbuki kan askerleri işde, vücudun her yerine aninda gidebilir, ve dolaşabilirler, dogru bir yol var, ve kan ve sinir yolu yemek yolu barsak yolu, yani sirati müstakim, yani dogru yol , bedendeki asli yollarin yani bu yollarin dişdinaki yollari kullananlar müslüman degil, ve kafir veya gavurlardir.

-------------

müminin tarifi kuranda bir neviside şöyledir :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn. Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn.

Meali :

Esteuzubillah

Öyleki Mümin demek: (iman eden demek) : sana ve sana indirilene iman edenler oldugu gibi, senden öncekilere iman edip inanlarda mümindir, imanlidir. ve ahiret yani gelecek zukunft, ancak yakin gelenlerindir yaklaşanlarindir, ve onlara Allah dosdogru bir yol vermişdir, hidayet nasip etmişdir, ve işde onlar kurtuluşa erecek olanlardir.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 3. ve 4. ayet

yani öyle olunca sirati müstakim ise, güneşimizin ve gezegenlerinin, ve diger güneşlerin ve yine onlara tabi olan gezegenlerinin takip ettikleri bir yol var, ve hepsi bir yere dogru akip gitmekdeler ve buna kuran şöyle deyiniyor

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَالشَّمْسُ تَجْرِي لِمُسْتَقَرٍّ لَّهَا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ حَتَّى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَدِيمِ لَا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîm. Vel kamera kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm. Lâş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamera ve lâl leylu sâbikun nehâr(nehâri), ve kullun fî felekin yesbehûn


Meali :


Esteuzubillah

Güneş de onun için karar kılınan kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir. Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. ve onuda geri cagirdik ve oda adim adim döne döne geri dönüş yolculugundadir. ve onlar feleklerdir, zamanin carklaridir ve Güneş’in Ay’a yetişmesi ve gecenin gündüzü geçmesi mümkün olamaz. Ve hepsi feleklerinde (yörüngelerinde, kendi carklari icinde) yüzerler (seyrederler).

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 38. 39. ve 40. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَالطُّورِ وَكِتَابٍ مَّسْطُورٍ فِي رَقٍّ مَّنشُورٍ وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ مَا لَهُ مِن دَافِعٍ يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاء مَوْرًا وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Vet tûri. Ve kitâbin mestûrin. Fî rakkın menşûrin. Vel beytil ma’mûri. Ves sakfil merfûi. Vel bahril mescûri. İnne azâbe rabbike le vâkı’un. Mâ lehu min dâfiin. Yevme temûrus semâu mevran.Ve tesîrul cibâlu seyrâ. Fe veylun yevme izin lil mukezzibîne.Ellezîne hum fî havdın yel’abûn, Yevme yuda’ûne ilâ nâri cehenneme de’â, Hâzihin nârulletî kuntum bihâ tukezzibûn

Meali :

Esteuzubillah
vettur yani tairun ucan kuş demek ve teyyare ucak demek ve tair ise dönerek ucan demek , seyr ise dönerek giden seyyare otobüs akip giden demek tair ise yani aynen ufo gibi topac gibi yani, yine tayyi mekan demek mekanda yolculuk işinlanma ile bir anda başka yerde oluvermek demek, yine tayyi zaman zmanda yolculuk demekdir "vettur" ise aynen türksat uydusu gibi bir peyk veya uydu gibi manasi var.yani hem yerinde duran hem dönen demek gibi yani freenli uydu peyk ve ayetin manasina gelince
Ve o ucan kuşa yani uyduya veya peyke veya astra uydusu gibi bir yayinci uyduya andolsun( yani bir uydu varki onuda hatirlatalim ki ) ve onun (Mehdinin kurandan derledigi kuran satirlari olan zikiri yani kuran satirlarina andolsun onmun duasi kuran satirlarindan oluşmakda ve öyle olunca burda mana) O nun kitabinin satirlarina andolsun , ve onu kabindan yani evinden veya yerinden oturdugu yerden neşredip yayinlayana andolsun. ve o evi imar edene andolsun, yani oevin hizmetinde olan memurlarada andolsun, o evin ihtiyaclarini görenlerede andolsun demekdir bu. durdurulupda yükseltilene andolsun yani oturdugu yerden yükseltilene andolsun yani oturdgu yerden yüksek bir makama yükseltilene andolsun, yani onu bir hatirlayin taniyin anlayin bakalim, kabindan sicrayipda taşan deniz gibi olana andolsun, ve o gün sicaklar yani azab bastirinca , Onu (azabı) defedecek yoktur. o sciklari ondan başka defedebilcek kimse yokdur, O gün gökyüzü sema bütün ihtişami ile onun emrinde döndürülür, mevreddirilir deveran etirrilir, ve hatta onun tesiri ile dağlar bile seyir halinde yürür (hareket eder). O nu Yalanlayanların vay haline o gün. o onlari o gün havuzdaki baliklar gibi oynayiverir, o gün o cehenneme cagiran cehennem tellallari olan şeytanlar nerde o gün, o gün cehennem sicaklari bastiripda, onlara derki : o yalanladiginiz cehennemi tadin baken katlanabilcekmisiniz ,

Sadakallahul Aziym TÛR Suresi 1 den 15. ayete kadar 15 haric


islamda gözlere sürme cekme sünneti (erkeklerede kadinlarada sünnettir)

ve kainatimizdaki güneş ve güneşimizin dahil oldugu galaksinin sarmal şeklini gösteren sürme cekme sistemi, yani sag göze, sagdan, sag kenardan ice dogru, sagdan sola dogru yani, alt göz ic oyuguk konturuna, sonra sagdan sola 4sürme cekdik ve sola dogru gittik, ve bu sefer sol göz alt ic oyuguna, bu sefer, soldan saga dönüş olan üc dönüş yani üc defa sol göz kenarindan ice dogru cekilir, yani resimdeki gibi, kainattaki galaksimizin, sarmalini temsil eder, yine güneş sistemimizin sarmalini temsil eder, yani yine safa ile merve aarasinda, safa dan merveye dört gidiş, ve merveden safaya ise üc dönüş, yani sen safaya gidesiye kadar dünya hareket halinde oldugu için sen her ne kadar ayni cizgi üstünde gitsende, dünya hareket ettigi için o senin gidip dönüşlerinde aslinda ayni yerde degil kainatin icinde dünya ile birlikte hareket ederek Arapca Allah yazdgini gösterir, yani Allah yazinca elif yukardan aşagi bir ikincisi lamin birncisi yukardan aşagi yine sonra aşagidan yukari ve sonra yine orda alfa yapip yine aşagi dogru, sonra ordanda yukari dogru ve en son yukarda alfa yapip dönünce, Allah yazariz ve dört gidiş, üc dönüş, yani bizde Raşit Tunca imazamizda Tunca kisminda, yeni yeni öyle yapmaya başladik, yani göz simetrik yapidir, ve ellerde oldugu gibi, soldan saga, sagdan sola dogru dönüş simetrikdir, yani sag el ile sagdan sola dogru Allah yazarken, sol elde ise soldan saga dogru Allah yazar yani, ve öyle olunca

Öyle olunca Yaani Galaksimiz ve güneş sistemimizde sarmalinda Allah zikri zikredilir hareketi ile Allah yazar tesbih edip zikreder, o halde

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاء الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm.

Meali :

Esteuzubillah

O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder Zikreder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Sadakallahul Aziym HAŞR Suresi 24. ayet

ve nurcu amcalardan birisi diyorki iman ve ilahlik inkisam kabul etmez diyorlar, yani inkisam diye bir şey uydurmuşlar, neymiş iman ve ilahlik kisimlandirlmaz demek manasindaymiş, ve saidin dili ve risaleleri bu kadar cok kavram iceriyormuş, yani haşa kuran gibi tefsir etmeye ihtiyac varmiş, bu kadar dangillik olurmu, yani haşa said Allah da risaleleride kuran ve bizler de anlamak için onu tefsir etcekmişiz yani, beyinsiz trottel, yani biz inkişaf kelimesi ortaya atinca, dillerde inkişaf kelimesi döner oldu, onlarda ne yaptilar inkisam ortaya attilar, yani ve yine ilahlik inkisam kabul etmez, yani parcalanamaz mesala Allah, iylerin Allahida, kötülerin Allahi degil, bilmem almanlarin allahi o da türklerin ki o degil diye siniflanamaz diyor ve bunuda şu örnekle acikliyor, ve diyorki ateş ile yakmak birbirinin parcasidir, ve yakmayi ateşden ayiramazsin diyor, yakmak ateşin sifati özelligi veya yakmak ateşden ayrilmaz diyor, halbuki allah biber yaratmiş ve ateş ortada yok, hatta yeşil bir sebze iken, ateş ortada yok, ve amma yakmak var, ve mustafa islamogluda diyorki ateş yakmaz diyor, yakan Allahdir diyor, ateş yaksa idi ,ibrahimi madem yaksaydi diyor, tam ziddi mana veriyor, ve yine halbuki yine Allah radyasyon diye birşey yaratmiş bir dalga ne ateş var ne alev, alev dalgasi hani radyolarda inip cikan işiklar vardir ya, aynen alevin inişi cikişi gibi, ve dalga gizli alev amma alev gizli amma radyasyon dalgasi yakiyoryine eelverdeki mikro dalga ortda ne ateş var ne alerv ve nede yan birşey ama yakip pişiriyor, amma radyo sinyali yine bir dalga alev var amma bu sefer yakmyan alev hani ateş ile yakmak ayrilmazdi, Allah ayirmiş işde, yine oksijen ile hidrojen birleşince su oluyor, rahmet, yani su, ve eger suyun hidrojen orani biraz yükselirse veya oksijen orani yükselirse bütün mide ve barsak sistemin alevsiz yanar kavrulur, yani hic su yakarmi, ayarsiz olursa suda yakar, yani öyle cehennemi ateşden sanma, Allah dilerse, seni cehennem atacaksa seni su ilede yakabilir, onun yakmak için ateşe ihtiyaci yok kine yani yine

Allah sameddir, kendinden başkasina muhtac degildir, onun gücü herşeye yeter, serinletmek için suyada ihtiyaci yok, buzdolabi kükürt gazi ile, senin yiyceklerini dondurur buz gibi serin tutar, yani Allah ölüden diri diriden ölü cikarandir, sudan ateş ateşden, yani yanardag külü olan kükürten te serinlik cikarandir, onun kendinden gayri kime ihtiyaci varki,
yine o nurcu amca diyorki Allahin uluhiyyetine güneşler ben büyügün diye başkaldiramaz diyor , halbuki bazi insanlar varki baksan ciliz solucan gibi bişey amma cüssesine bakma sen onun, adam inanmiyon diyor, kafir, yani hatta birde gidip şeytana tapiyor, hani başkaldiramazdi, şeytan ilk başkaldiranalardan degilmiydiki, zaten ona uyan herkesde ayni ahalak var, yani bazi gezegenler sagdan sola dönerken bazilari soldan saga döner, yani yine simetri, ying yang gece gündüz, iyi kötü imanli kafir, yani yine mehdi allahin dosdogru yolu ve ve onun ziddi olan deccal ise deccal kafiri ise ters yol, ters dönen işde, ona zit iistikmette dönen cark ve felek, yani öyle olunca, deccal ne yapiyor sanirsin, amca bak allaha karşi geliyor isyan ediyor, tanrilik iddia ediyor, allah müsade etmiş, hani şeytan aleyhillaneyede izin vermişdi mühlet vermişdi, hadi git ne yapacaksan yap sen benim salih has kullarima dokunamzsin bile demedimi Allah dedi

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالَ أَرَأَيْتَكَ هَذَا الَّذِي كَرَّمْتَ عَلَيَّ لَئِنْ أَخَّرْتَنِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لأَحْتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُ إَلاَّ قَلِيلاً قَالَ اذْهَبْ فَمَن تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَإِنَّ جَهَنَّمَ جَزَآؤُكُمْ جَزَاء مَّوْفُورًا وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِم بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الأَمْوَالِ وَالأَوْلادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلاَّ غُرُورًا إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ وَكَفَى بِرَبِّكَ وَكِيلاً

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kâle e raeyteke hâzâllezî kerremte aleyye, le in ahharteni ilâ yevmil kıyâmeti le ahtenikenne zurriyyetehû illâ kalîlâ. Kâlezheb fe men tebiake minhum fe inne cehenneme cezâukum cezâen mevfûrâ. Vestefziz menisteta’te minhum bi savtike ve eclib aleyhim bi haylike ve racilike ve şârikhum fîl emvâli vel evlâdi vaıdhum, ve mâ yaiduhumuş şeytânu illâ gurûrâ. İnne ibâdî leyse leke aleyhim sultânun, ve kefâ bi rabbike vekîlâ.

Meali :

Esteuzubillah

(İblis) dedi ki: “Senin görüşüne göre, benim üzerime (benden daha) mükerrem (ikram edilmiş, şerefli) kıldığın kimse bu mu? Eğer beni kıyâmet gününe (kadar) tehir edersen (ertelersen), onun zürriyetinden (neslinden) pek azı hariç, mutlaka bana (kendime) tâbî kılacağım.” (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Git! Artık onlardan kim sana tâbî olursa, o zaman muhakkak ki sizin cezanız, eksiksiz bir ceza olarak cehennemdir.”“Ve onlardan güç yetirdiklerini, sesinle aldat. Atlıların ve yayalarınla onları bağırarak yönlendir (cehenneme sevket). Evlâtlarında ve mallarında onlara ortak ol. Ve onlara (yalan şeyler) vaadet.” Şeytanın vaadettikleri gurur (aldatma)dan başka bir şey değildir.Muhakkak ki Benim kullarımın üzerinde, senin bir sultanlığın (yaptırım gücün) yoktur. Ve senin Rabbin, Onlara vekil olarak kâfidir (yeter).

Sadakallahul Aziym, İSRA Suresi 62. 63. 64. 65. ayetler

öyle olunca sanki Allah onu gecenin ve kötülügün mümmessili olarak özel secip ve git artik görevini yap diye göndernmiş gibi gelmedimi size de, yani yinyang daki karanlik tarafin mümessili olarak görevli kimse.

yani öyle olunca bir cark saga dönerken diger carkda sola döner, ve biribirini deveran ettirir ve biz zikirlerimizde, aynen o kainatin, yani feleklerin cark sistemi gibi, bazi zikirleri sagdan sola tesbih eder, bazi ziirleride soldan saga tesbih ederizki, yani bu cark dönsün, deveren etsin, yani yukardaki ayette denildigi gibi, oun emrinde kainat sema münevver olur nevreder yani devir eder, deveran ede,r döndürülür diyor rabbimiz, yani öyle olunca, bizim askerimiz işde o halifelerden olacak, ve kainat emrinde dönecek nevredip deveran ettirilcek olanlardan olcak yani

Rabbim Müntesiblerimize bu konuda merhamet etsin inşallah


--oOo---



وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 2 Ocak 2016 Cumartesi

Original Kar © glan