02-15-2024, 07:02 PM
PİŞMANLIK DUYGUSUNUN KİŞİLİK OLUŞUMUNA KATKILARI
Pişmanlık, kök olarak Farsça bir isim olan “pişman” kelimesinden türetilmiştir. Zamanla Türkçeleşmiş olan pişman kelimesinin manası: “Yaptığı bir işten ötürü üzülen, nadim” şeklinde tarif edilmiştir. Kök itibarıyla Arapça olan “nedamet” kelimesi de dilimizde pişmanlıkla aynı anlamda kullanılmaktadır.
Pişmanlık duygusu; insanın geçmişte düştüğü bir hatadan, kaçırdığı bir fırsattan dolayı sürekli içinin yanması, iç geçirmesi, üzülmesi, kendi kendini kınaması, bir daha o hataya düşmeme kararı alarak hatasını kabul edip ondan dönme iradesini ortaya koyması, işlenen hatadan mahcup olarak bir daha tekrar etmemesi için kararlı bir pişmanlık göstermesidir. Bir başka ifadeyle şu şekilde tarif edilebilir: Pişmanlık, bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissederek “Keşke öyle yapmasaydım!” diye düşünmesidir.
Pişmanlık duygusunun yanında anmamız gereken bir kavram tövbe olgusudur. Tövbenin pişmanlıkla bağlantısı, insanın diğer varlıkların haklarına tecavüz etmeksizin yaptığı hatalardan kurtulabilmek için Allah’a yönelerek yeni bir kişilik inşası gayesiyle hatadan dönmeye karar vermesinden sonra başlamaktadır. Tövbenin kul haklarına yönelik tarafındaysa kişi, hak sahibi ile doğrudan muhataptır. Kul haklarının bedeli, kefareti ya da hak sahibince affı olmadıkça hukuk bunlarla ilgili yaptırımlarını devam ettirir. Buradaki pişmanlık duygusunun itiraf ve tövbe duygusuyla güçlenerek istenen şekilde oluşması ve şiddetinde rol oynayan faktörler çeşitlidir. Bu faktörler, ceza korkusu, mükâfattan geri kalma sıkıntısı, sevgiden mahrum olma endişesi gibi sebepler olabilir. İnsan bu seviyede, yani günah olarak değerlendirdiği davranışının, değerlerinden neleri kaybettirdiğini idrak edince bunun telafi edilme ihtiyacı doğacaktır. İnancının gerektirdiği şekilde, günahlardan kurtulmak üzere çaba gösterecektir. Burada şu hususu belirtmek gerekir ki davranışın günah olarak değerlendirilebilmesi ve pişmanlık duygusunun oluşmasında en önemli unsur, kişinin inanç sistemi olduğu gibi davranışın kötü sonuçlarının ortadan kaldırılması ve aynı hatanın tekrarlanmaması konusunda insana yön veren ve bunun gerçekleşmesini sağlayan da yine kişinin inanç sistemi olmaktadır. (Mustafa Doğan Karacoşkun, Din Psikolojisi, s. 170.)
Hataların insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. İnsan, hayatında bir çok faydalı şeyi hata yaparak öğrenir. Hatalı insan, suçluluk duygusunun sebebini kavradığı zaman, bu tecrübenin kendisine öğrettiği olumlu sonuçları çıkartmaya çalışmalıdır. Bu duyguyu pişmanlıkla devam ettirip ondan azami derecede yararlanmalıdır. Hata yapmış olmaktan korkmadan, ondan ders çıkararak pişmanlıkla birlikte ondan uzaklaşmayı hedeflemelidir. Hayatımıza duygular eşlik eder. Bunlar tekil bir duygu olmayıp iç içe geçmiş birçok duygudan oluşan kompleks duygular yumağıdır. Bu bileşenin içindeki duyguları ayrıştırabilmekse çoğu zaman mümkün olmamakla birlikte bunların ayrıştırılması insanın kişilik yapısı ile ilgili önemli ipuçları verir. Pişmanlık duygusu, insanı nebatat ve hayvanat âleminden ayıran en temel özelliklerdendir. Yaptığı hata ya da günaha insan üzülür ve pişman olur. Pişmanlık ile suçluluk arasındaki en önemli fark, suçluluğun daha fazla süperego (üstbenlik) kökenli olmasıdır. Suçluluk duygusu, kişinin kendisini kınayan, suçlayan, eleştiren bir iç ses olarak hissedilir. Pişmanlıkta ise suçluluktan farklı olarak kişi kendisini eleştirse bile bu eleştiri, özsaygısını sarsacak nitelikte değildir. Bu yönü ile pişmanlık, yeni başlangıçlar için bulunmaz bir fırsat olabilir. Pişmanlık olgusunda kişi, kendi hatasını görür ve bunu kabullenerek içinde bulunduğu durumdan kurtulmanın mücadelesini verir. (Hayri Erenay, “Nedâmet Olgusunun Fıtrî Zemini”, Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi, 8 (Ekim 2021): 152-172.)
Pişmanlık ve buna dayalı vicdan azabı, insanı davranışlarını yapıcı yönde değiştirmeye ya da kötü davranışları başlamadan engellemeye yönlendirmelidir. Zira pişmanlık, “Hatalı olduğum şu hususta farklı davransaydım daha iyi sonuçlar alabilirdim.” şeklindeki bir düşünce sonucu ortaya çıkan duyguları ifade eder. Pişmanlık, olumlu davranışların tetikleyicisidir: Kişilere iç görü kazandırmada ve ilerideki kararlarını daha sağlam ve daha doğru şekillendirmede yardımcı olur. Pişmanlık yaşayan kişilerin karar verme, sorunlarla başa çıkabilme ve yaşantılardan deneyimleme gibi becerilerde diğer insanlara göre daha iyi performans gösterdikleri de görülmektedir.
Pişmanlık olgusunun kişilikte pozitif manada bir değişime sebep olabilmesi için öncelikle itiraf ve tövbe sürecinden geçmesi gerekmektedir. Tövbenin sahih olması için günahı hemen terk, yapılan günahtan dolayı pişmanlık ve günah, kul hakkını içeriyorsa hakkı sahibine geri vermek veya helallik almak gibi süreçlerden geçmesi gerekmektedir. Bazı günah ve suçlardan tövbe etmek için kefaret şart koşulmuştur. Yerine getirilmemiş mali ibadetlerde tövbe, hakkın sahiplerine verilmesiyle yerine gelir. (Bekir Topaloğlu, ‘Tövbe’ md., DİA, XLI/283.) Tövbe öncesinde yaşanan iç huzursuzluk ve pişmanlık, tövbenin hukuki açıdan değer kazanabilmesi için temel şarttır.
Son olarak insanlıkla iç içe olan pişmanlık olgusu, her insanın mutlaka yaşayacağı ve kendisinden müstağni olamayacağı bir hakikat olarak karşımıza çıkmaktadır. Önemli olan bu olguyu yaşadıktan sonra, başta peygamberler olmak üzere vahiy terbiyesinden geçenlerin gösterdiği tarzda bir tavır geliştirip ebedî hüsrana uğramamaktır. Peygamberler ve salih kişiler bu olgu ile karşılaşmalarına neden olacak bir olay yaşadıklarında önce itirafı, sonra içselleştirilmiş bir tövbeyi ve akabinde de yaşadığı pişmanlığı ortaya koymuşlardır. Pişmanlığın insan hayatına kazanımları şöyle özetlenebilir: Pişmanlık, insanların yanlış davranışlarını düzeltme noktasında gayet önemli neticeler doğurur. Eski yanlış âdetlerinden kurtuluşu sağlayarak dengeli, ölçülü ve kâmil şahsiyet kazanmaya yardımcı olur. Hoşnut bir ruhla yaşamanın önündeki zorlukları aşmaya, tedirginlik, telaş, depresyon, keder ve stres gibi duyguları azaltmaya yardımcı bir haslet olan sabrı öğretir. Allah’la yakınlık kurma, onun himayesi altında bulunma ve gözetiminde olma duygusu vererek; güven ve huzur içinde sürekli öğrenmeye teşvik eder. Suçluluk duygusundan kaynaklanan stresten kurtuluşa vesile olur, istiğfar ve tövbeye teşvik eder. Yaşanan vicdan azabı neticesinde sorumlu davranmaya, daha dikkatli olmaya iter. Fakat pişman olan kişi asla kendisini değersizleştirerek bu duygunun kendisini alt etmesine müsaade etmemelidir. Pişmanlık yaşayan insan, kendi iç dünyasında başta kendi öz varlığına karşı olmak üzere tüm varlıklara karşı değerliliğini hissetmelidir.
Kaynak
Türk Diyanet Dergisi
Dr. Hayri ERENAY
DİB Başkanlık Müftüsü
Pişmanlık, kök olarak Farsça bir isim olan “pişman” kelimesinden türetilmiştir. Zamanla Türkçeleşmiş olan pişman kelimesinin manası: “Yaptığı bir işten ötürü üzülen, nadim” şeklinde tarif edilmiştir. Kök itibarıyla Arapça olan “nedamet” kelimesi de dilimizde pişmanlıkla aynı anlamda kullanılmaktadır.
Pişmanlık duygusu; insanın geçmişte düştüğü bir hatadan, kaçırdığı bir fırsattan dolayı sürekli içinin yanması, iç geçirmesi, üzülmesi, kendi kendini kınaması, bir daha o hataya düşmeme kararı alarak hatasını kabul edip ondan dönme iradesini ortaya koyması, işlenen hatadan mahcup olarak bir daha tekrar etmemesi için kararlı bir pişmanlık göstermesidir. Bir başka ifadeyle şu şekilde tarif edilebilir: Pişmanlık, bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissederek “Keşke öyle yapmasaydım!” diye düşünmesidir.
Pişmanlık duygusunun yanında anmamız gereken bir kavram tövbe olgusudur. Tövbenin pişmanlıkla bağlantısı, insanın diğer varlıkların haklarına tecavüz etmeksizin yaptığı hatalardan kurtulabilmek için Allah’a yönelerek yeni bir kişilik inşası gayesiyle hatadan dönmeye karar vermesinden sonra başlamaktadır. Tövbenin kul haklarına yönelik tarafındaysa kişi, hak sahibi ile doğrudan muhataptır. Kul haklarının bedeli, kefareti ya da hak sahibince affı olmadıkça hukuk bunlarla ilgili yaptırımlarını devam ettirir. Buradaki pişmanlık duygusunun itiraf ve tövbe duygusuyla güçlenerek istenen şekilde oluşması ve şiddetinde rol oynayan faktörler çeşitlidir. Bu faktörler, ceza korkusu, mükâfattan geri kalma sıkıntısı, sevgiden mahrum olma endişesi gibi sebepler olabilir. İnsan bu seviyede, yani günah olarak değerlendirdiği davranışının, değerlerinden neleri kaybettirdiğini idrak edince bunun telafi edilme ihtiyacı doğacaktır. İnancının gerektirdiği şekilde, günahlardan kurtulmak üzere çaba gösterecektir. Burada şu hususu belirtmek gerekir ki davranışın günah olarak değerlendirilebilmesi ve pişmanlık duygusunun oluşmasında en önemli unsur, kişinin inanç sistemi olduğu gibi davranışın kötü sonuçlarının ortadan kaldırılması ve aynı hatanın tekrarlanmaması konusunda insana yön veren ve bunun gerçekleşmesini sağlayan da yine kişinin inanç sistemi olmaktadır. (Mustafa Doğan Karacoşkun, Din Psikolojisi, s. 170.)
Hataların insan hayatında çok önemli bir yeri vardır. İnsan, hayatında bir çok faydalı şeyi hata yaparak öğrenir. Hatalı insan, suçluluk duygusunun sebebini kavradığı zaman, bu tecrübenin kendisine öğrettiği olumlu sonuçları çıkartmaya çalışmalıdır. Bu duyguyu pişmanlıkla devam ettirip ondan azami derecede yararlanmalıdır. Hata yapmış olmaktan korkmadan, ondan ders çıkararak pişmanlıkla birlikte ondan uzaklaşmayı hedeflemelidir. Hayatımıza duygular eşlik eder. Bunlar tekil bir duygu olmayıp iç içe geçmiş birçok duygudan oluşan kompleks duygular yumağıdır. Bu bileşenin içindeki duyguları ayrıştırabilmekse çoğu zaman mümkün olmamakla birlikte bunların ayrıştırılması insanın kişilik yapısı ile ilgili önemli ipuçları verir. Pişmanlık duygusu, insanı nebatat ve hayvanat âleminden ayıran en temel özelliklerdendir. Yaptığı hata ya da günaha insan üzülür ve pişman olur. Pişmanlık ile suçluluk arasındaki en önemli fark, suçluluğun daha fazla süperego (üstbenlik) kökenli olmasıdır. Suçluluk duygusu, kişinin kendisini kınayan, suçlayan, eleştiren bir iç ses olarak hissedilir. Pişmanlıkta ise suçluluktan farklı olarak kişi kendisini eleştirse bile bu eleştiri, özsaygısını sarsacak nitelikte değildir. Bu yönü ile pişmanlık, yeni başlangıçlar için bulunmaz bir fırsat olabilir. Pişmanlık olgusunda kişi, kendi hatasını görür ve bunu kabullenerek içinde bulunduğu durumdan kurtulmanın mücadelesini verir. (Hayri Erenay, “Nedâmet Olgusunun Fıtrî Zemini”, Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi, 8 (Ekim 2021): 152-172.)
Pişmanlık ve buna dayalı vicdan azabı, insanı davranışlarını yapıcı yönde değiştirmeye ya da kötü davranışları başlamadan engellemeye yönlendirmelidir. Zira pişmanlık, “Hatalı olduğum şu hususta farklı davransaydım daha iyi sonuçlar alabilirdim.” şeklindeki bir düşünce sonucu ortaya çıkan duyguları ifade eder. Pişmanlık, olumlu davranışların tetikleyicisidir: Kişilere iç görü kazandırmada ve ilerideki kararlarını daha sağlam ve daha doğru şekillendirmede yardımcı olur. Pişmanlık yaşayan kişilerin karar verme, sorunlarla başa çıkabilme ve yaşantılardan deneyimleme gibi becerilerde diğer insanlara göre daha iyi performans gösterdikleri de görülmektedir.
Pişmanlık olgusunun kişilikte pozitif manada bir değişime sebep olabilmesi için öncelikle itiraf ve tövbe sürecinden geçmesi gerekmektedir. Tövbenin sahih olması için günahı hemen terk, yapılan günahtan dolayı pişmanlık ve günah, kul hakkını içeriyorsa hakkı sahibine geri vermek veya helallik almak gibi süreçlerden geçmesi gerekmektedir. Bazı günah ve suçlardan tövbe etmek için kefaret şart koşulmuştur. Yerine getirilmemiş mali ibadetlerde tövbe, hakkın sahiplerine verilmesiyle yerine gelir. (Bekir Topaloğlu, ‘Tövbe’ md., DİA, XLI/283.) Tövbe öncesinde yaşanan iç huzursuzluk ve pişmanlık, tövbenin hukuki açıdan değer kazanabilmesi için temel şarttır.
Son olarak insanlıkla iç içe olan pişmanlık olgusu, her insanın mutlaka yaşayacağı ve kendisinden müstağni olamayacağı bir hakikat olarak karşımıza çıkmaktadır. Önemli olan bu olguyu yaşadıktan sonra, başta peygamberler olmak üzere vahiy terbiyesinden geçenlerin gösterdiği tarzda bir tavır geliştirip ebedî hüsrana uğramamaktır. Peygamberler ve salih kişiler bu olgu ile karşılaşmalarına neden olacak bir olay yaşadıklarında önce itirafı, sonra içselleştirilmiş bir tövbeyi ve akabinde de yaşadığı pişmanlığı ortaya koymuşlardır. Pişmanlığın insan hayatına kazanımları şöyle özetlenebilir: Pişmanlık, insanların yanlış davranışlarını düzeltme noktasında gayet önemli neticeler doğurur. Eski yanlış âdetlerinden kurtuluşu sağlayarak dengeli, ölçülü ve kâmil şahsiyet kazanmaya yardımcı olur. Hoşnut bir ruhla yaşamanın önündeki zorlukları aşmaya, tedirginlik, telaş, depresyon, keder ve stres gibi duyguları azaltmaya yardımcı bir haslet olan sabrı öğretir. Allah’la yakınlık kurma, onun himayesi altında bulunma ve gözetiminde olma duygusu vererek; güven ve huzur içinde sürekli öğrenmeye teşvik eder. Suçluluk duygusundan kaynaklanan stresten kurtuluşa vesile olur, istiğfar ve tövbeye teşvik eder. Yaşanan vicdan azabı neticesinde sorumlu davranmaya, daha dikkatli olmaya iter. Fakat pişman olan kişi asla kendisini değersizleştirerek bu duygunun kendisini alt etmesine müsaade etmemelidir. Pişmanlık yaşayan insan, kendi iç dünyasında başta kendi öz varlığına karşı olmak üzere tüm varlıklara karşı değerliliğini hissetmelidir.
Kaynak
Türk Diyanet Dergisi
Dr. Hayri ERENAY
DİB Başkanlık Müftüsü