O Bir Ra Board

Full Version: Rukye Nedir şifa bulmak ve kötülüklerden korunmak amacıyla yapılan “rukye” câizmidir?
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.
Rukye Nedir? Allah’ın izniyle şifa bulmak veya kötülüklerden korunmak amacıyla yapılan “rukye” câiz midir?

Rukye, hastalık ve kötülüklerden korunmak veya kurtulmak amacıyla Kur’ân veya dua okuyup üfleme anlamında (yahutta yazıp muska şeklinde taşımak) anlamında bir terimdir

(İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, 2/254.; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, “rky” md.).

Bazı İslâm âlimleri rukyenin caiz olmadığı görüşünde ise de mezhep imamlarının da içinde bulunduğu âlimlerin çoğunluğu, konu ile ilgili bazı hadisleri delil göstererek, şirke ve istismara götürmemek şartıyla fayda ve zararın rukyeden değil de Allah’tan olduğuna inanılarak yapılan rukyede bir sakınca bulunmadığını belirtmişlerdir

(İbn Hacer, Fethu’l-bârî, 10/206-208 [5741, 5743]; İbnü’l-Kayyım, et-Tıbbü’n-nebevî, 136-144; el-Fetâva’l-Hindiyye, 5/356).


وَنُنَزِّلُ مِنَ ٱلْقُرْءَانِ مَا هُوَ شِفَآءٌ وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ۙ وَلَا يَزِيدُ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا خَسَارًا

Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ

Biz Kur’ân’dan öyle âyetler indirmekteyiz ki, müminler için şifa ve rahmettir. Zalimlerin de ancak hasarını artırır


İsrâ Suresi 82. Ayet

لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٌ مِّنۢ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِۦ يَحْفَظُونَهُۥ مِنْ أَمْرِ ٱللَّهِ ۗ


Lehu muakkibâtun min beyni yedeyhi ve min halfihî yahfezûnehu min emrillâh

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar.

Rad Suresi 11. Ayet

وَهُوَ ٱلْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِۦ ۖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ

Ve huvel kâhiru fevka ibâdihî ve yursilu aleykum hafazah(hafazaten), hattâ izâ câe ehadekumul mevtu teveffethu rusulunâ ve hum lâ yuferritûn

O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.

En`âm Suresi 61. Ayet

Şöyle ki Hz. Peygamber (s.a.s.), hem kendisine hem ziyaret ettiği bazı hastalara okuyup üflemiş, bazen de Hz. Âişe (r.a.) ona okuyup üflemiş ve eliyle mesh etmiştir

(Buhârî, Merdâ, 20 [5675]; Tıb, 32, 39 [5735, 5748]; Müslim, Selâm, 46-51 [2191-2192]).

Hz. Peygamber (s.a.s.), torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in şeytandan, zehirli haşerattan, kem gözlerden korunmaları için dua etmiş (Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10 [3371]), nazara, yılan ve akrep sokmasına karşı rukye yapılmasına izin vermiştir

(Buhârî, Tıb, 33-37 [5736-5741]; Müslim, Selâm, 55-60 [2195-2198]).

Yine Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hastalar için,
اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ مُذْهِبَ البَأْسِ اشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لاَ شَافِيَ إِلَّا أَنْتَ شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَمًا.
“Ey İnsanların Rabbi olan ve sıkıntıları gideren Allah’ım! Şifa ver, şifa veren Sensin. Senden başka şifa veren yoktur. (Bu hastaya) öyle bir şifa ver ki, (hasta üzerinde) hiçbir hastalık (izi) bırakmasın.”

(Buhârî, Tıb, 38 [5742-5743])

diye dua ettiği bilinmektedir.

Konuyla ilgili rivâyetler değerlendirildiğinde, Allah’ın izniyle şifa bulmak veya kötülüklerden korunmak amacıyla yapılan rukyelerin câiz, bunun dışında kalanların haram olduğu anlaşılmaktadır

(Elmalılı, Hak Dini, 9/6388).


Kaynak


Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu
RUKYE - SİHİR VE BÜYÜYE KARŞI OKUNACAK AYETLER VE DUALAR

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ  ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ مَٰلِكِ يَوْمِ ٱلدِّينِ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ٱهْدِنَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ صِرَٰطَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ ٱلْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ

Fatiha Suresi

Euzu Billahimişşeytanirracim Bismillâhir rahmânir rahîm.
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn, Er rahmânir rahîm,Mâliki yevmid dîn,
İyyake nağbudu ve iyyake nesteîn, İhdinas sırâtal mustegîm,
Sırâtallezîne enamte aleyhim, ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn

وَٱتَّبَعُوا۟ مَا تَتْلُوا۟ ٱلشَّيَٰطِينُ عَلَىٰ مُلْكِ سُلَيْمَٰنَ ۖ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَٰنُ وَلَٰكِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ كَفَرُوا۟ يُعَلِّمُونَ ٱلنَّاسَ ٱلسِّحْرَ وَمَآ أُنزِلَ عَلَى ٱلْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَٰرُوتَ وَمَٰرُوتَ ۚ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّىٰ يَقُولَآ إِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْ ۖ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهِۦ بَيْنَ ٱلْمَرْءِ وَزَوْجِهِۦ ۚ وَمَا هُم بِضَآرِّينَ بِهِۦ مِنْ أَحَدٍ إِلَّا بِإِذْنِ ٱللَّهِ ۚ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنفَعُهُمْ ۚ وَلَقَدْ عَلِمُوا۟ لَمَنِ ٱشْتَرَىٰهُ مَا لَهُۥ فِى ٱلْءَاخِرَةِ مِنْ خَلَٰقٍ ۚ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا۟ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمْ ۚ لَوْ كَانُوا۟ يَعْلَمُونَ

Bakara Suresi 102. Ayet

Vettebeû mâ tetluş şeyâtînu alâ mulki suleymân, ve mâ kefera suleymânu ve lâkinneş şeyâtîne keferû yuallimûnen nâses
sıhr, ve mâ unzile alel melekeyni bibâbile hârûte ve mârût, ve mâ yuallimâni min ehadin hattâ yegûlâ innemâ nahnu
fitnetun felâ tekfur, feyeteallemûne minhumâ mâ yuferrigûne bihî beynel mer'i ve zevcih, ve mâ hum bidârrîne bihî min
ehadin illâ biiznillâh, ve yeteallemûne mâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum, ve legad alimû lemenişterâhu mâ lehû fil âhırati
min halâg, ve lebié'se mâ şerav bihî enfusehum, lev kânû yağlemûn.

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلْحَىُّ ٱلْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُۥ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَّهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ ۗ مَن ذَا ٱلَّذِى يَشْفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذْنِهِۦ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَىْءٍ مِّنْ عِلْمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ ۖ وَلَا يَـُٔودُهُۥ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ ٱلْعَلِىُّ ٱلْعَظِيمُ

Bakara Suresi 255. Ayet  (Ayetel Kürsi)

Allâhu lâ ilâhe illâ hû, elhayyul gayyûm, lâ teé'huzuhû sinetuv velâ nevm, lehû mâ fis semâvâti ve mâ fil ard, men zellezî
yeşfeu ındehû illâ biiznih, yağlemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bişey'im min ılmihî illâ bimâ şâé',
vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard, ve lâ yeûduhû hıfzuhuma, ve huvel aliyyul azîm.


وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ ۖ فَإِذَا هِىَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ  فَوَقَعَ ٱلْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ فَغُلِبُوا۟ هُنَالِكَ وَٱنقَلَبُوا۟ صَٰغِرِينَ وَأُلْقِىَ ٱلسَّحَرَةُ سَٰجِدِينَ قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ رَبِّ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ

Araf Suresi 117 den 122. Ayetlere kadar

Ve evhaynâ ilâ mûsâ en elgı asâk, feizâ hiye telgafu mâ yeé'fikûn.
Fevegaal haggu ve betale mâ kânû yağmelûn, Feğulibû hunâlike vengalebû sâğırîn.
Ve ulgıyes seharatu sâcidîn, Gâlû âmennâ birabbil âlemîn, Rabbi mûsâ ve hârûn.

وَقَالَ فِرْعَوْنُ ٱئْتُونِى بِكُلِّ سَٰحِرٍ عَلِيمٍ فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلْقُوا۟ مَآ أَنتُم مُّلْقُونَ فَلَمَّآ أَلْقَوْا۟ قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُم بِهِ ٱلسِّحْرُ ۖ إِنَّ ٱللَّهَ سَيُبْطِلُهُۥٓ ۖ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ ٱلْمُفْسِدِينَ

Yunus Suresi 79 - 82. Ayetler

Ve gâle fir'avnué'tûnî bikulli sâhırin alîm.
Felemmâ câes seharatu gâle lehum mûsâ elgû mâ entum mulgûn.
Felemmâ elgav gâle mûsâ mâ cié'tum bihis sıhr, innallâhe seyubtıluh, innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn.
Ve yuhıggullâhul hagga bikelimâtihî ve lev kerihel mucrimûn.

فَأَوْجَسَ فِى نَفْسِهِۦ خِيفَةً مُّوسَىٰ قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنتَ ٱلْأَعْلَىٰ وَأَلْقِ مَا فِى يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوٓا۟ ۖ إِنَّمَا صَنَعُوا۟ كَيْدُ سَٰحِرٍ ۖ وَلَا يُفْلِحُ ٱلسَّاحِرُ حَيْثُ أَتَىٰ فَأُلْقِىَ ٱلسَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِرَبِّ هَٰرُونَ وَمُوسَىٰ

Taha Suresi 67- 70. Ayetler

Feevcese fî nefsihî hîfetem mûsâ.
Gulnâ lâ tehaf inneke entel ağlâ.
Ve elgı mâ fî yemînike telgaf mâ sanaû, innemâ sanaû keydu sâhır, ve lâ yuflihus sâhıru haysu etâ.

وَقُلْ جَآءَ ٱلْحَقُّ وَزَهَقَ ٱلْبَٰطِلُ ۚ إِنَّ ٱلْبَٰطِلَ كَانَ زَهُوقًا وَنُنَزِّلُ مِنَ ٱلْقُرْءَانِ مَا هُوَ شِفَآءٌ وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ۙ وَلَا يَزِيدُ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا خَسَارًا


isra Suresi 81 - 82. Ayetler

Ve gul câel haggu ve zehegal bâtıl, innel bâtıle kâne zehûgâ.
Ve nunezzilu minel gur'âni mâ huve şifâuv ve rahmetul lilmué'minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ.


لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٌ مِّنۢ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِۦ يَحْفَظُونَهُۥ مِنْ أَمْرِ ٱللَّهِ ۗ


Lehu muakkibâtun min beyni yedeyhi ve min halfihî yahfezûnehu min emrillâh

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar.

Rad  Suresi 11. Ayet

وَهُوَ ٱلْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِۦ ۖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ

Ve huvel kâhiru fevka ibâdihî ve yursilu aleykum hafazah(hafazaten), hattâ izâ câe ehadekumul mevtu teveffethu rusulunâ ve hum lâ yuferritûn

O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.

En`âm  Suresi 61. Ayet


بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلصَّٰٓفَّٰتِ صَفًّا فَٱلزَّٰجِرَٰتِ زَجْرًا فَٱلتَّٰلِيَٰتِ ذِكْرًا إِنَّ إِلَٰهَكُمْ لَوَٰحِدٌ رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ ٱلْمَشَٰرِقِ إِنَّا زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنْيَا بِزِينَةٍ ٱلْكَوَاكِبِ وَحِفْظًا مِّن كُلِّ شَيْطَٰنٍ مَّارِدٍ لَّا يَسَّمَّعُونَ إِلَى ٱلْمَلَإِ ٱلْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٍ دُحُورًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ إِلَّا مَنْ خَطِفَ ٱلْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُۥ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

Saffat Suresi 1-10. Ayetler

Vas saffâti saffâ, Fez zâcirâti zecrâ, Fet tâliyâti zikrâ, İnne ilâhekum levâhıd.
Rabbus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ ve rabbul meşârıg.
İnnâ zeyyennes semâed dunyâ bizînetinil kevâkib, Ve hıfzan min kulli şeytânim mârid.
Lâ yessemmeûne ilel meleil ağlâ ve yugzefûne min kulli cânib.
Duhûran ve lehum azâbuv vâsıb, İllâ men hatıfel hatfete feetbeahû şihâbun sâgıb.

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْكَٰفِرُونَ لَآ أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ وَلَآ أَنتُمْ عَٰبِدُونَ مَآ أَعْبُدُ وَلَآ أَنَا۠ عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ وَلَآ أَنتُمْ عَٰبِدُونَ مَآ أَعْبُدُ لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِىَ دِينِ


Kafirun Suresi

Gul yâ eyyuhel kâfirûn, Lâ ağbudu mâ tağbudûn,Ve lâ entum âbidûne mâ ağbud.
Ve lâ ene âbidum mâ abedtum,Ve lâ entum âbidûne mâ ağbud, Lekum dînukum ve liye dîn.

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدٌۢ

ihlas suresi


Gul huvallâhu ehad, Allâhus samed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekul lehû kufuven ehad.

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلْفَلَقِ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ وَمِن شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِى ٱلْعُقَدِ وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ

Felak Suresi

Gul eûzu birabbil felag, Min şerri mâ halag, Ve min şerri ğâsigın izâ vegab.
Ve min şerrin neffâsâti fil ugad, Ve min şerri hâsidin izâ hased.

بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ مَلِكِ ٱلنَّاسِ إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ مِن شَرِّ ٱلْوَسْوَاسِ ٱلْخَنَّاسِ ٱلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ ٱلنَّاسِ مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ

Nas Suresi

Gul eûzu birabbin nâs, Melikin nâs, İlâhin nâs.
Min şerril vesvâsil hannâs, Ellezî yuvesvisu fî sudûrin nâs.
Minel cinneti ven

DUALAR VE AYET PASAJLARI

يا حَافِظُ يا محَافَظُ
وللّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
وَلاَ يَؤُدُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
أعوذ بكلمات الله التامات من شر من خلق
أعوذ بكلمات الله التامات من شر من خلق
أعوذ بكلمات الله التامات من شر من خلق
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرّ ُ معَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْدِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمْ
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرّ ُ معَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْدِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمْ
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرّ ُ معَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْدِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمْ

Ya Haafizu Ya Muhafizu,

Vallâhu hayrun hâfizen ve huve erhamur râhimîn.

Velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.

Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag.

Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim.


Haşr Suresi Son Ayetleri Levenzelna veya Hüvallahüllezi (21 ile 24. Ayetler)


سُوۡرَةُ الحَشر
لَوۡ أَنزَلۡنَا هَـٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ عَلَىٰ جَبَلٍ۬ لَّرَأَيۡتَهُ ۥ خَـٰشِعً۬ا مُّتَصَدِّعً۬ا مِّنۡ خَشۡيَةِ ٱللَّهِ‌ۚ وَتِلۡكَ ٱلۡأَمۡثَـٰلُ نَضۡرِبُہَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَفَكَّرُونَ  هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِى لَآ إِلَـٰهَ إِلَّا هُوَ‌ۖ عَـٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَـٰدَةِ‌ۖ هُوَ ٱلرَّحۡمَـٰنُ ٱلرَّحِيمُ  هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِى لَآ إِلَـٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَـٰمُ ٱلۡمُؤۡمِنُ ٱلۡمُهَيۡمِنُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡجَبَّارُ ٱلۡمُتَڪَبِّرُ‌ۚ سُبۡحَـٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِڪُونَ  هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡخَـٰلِقُ ٱلۡبَارِئُ ٱلۡمُصَوِّرُ‌ۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰ‌ۚ يُسَبِّحُ لَهُ ۥ مَا فِى ٱلسَّمَـٰوَٲتِ وَٱلۡأَرۡضِ‌ۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Lev enzelnâ hâzâlkurâne 'alâ cebelin leraeytehu haşi'an mutesaddi'an min haşyetillâh,
ve tilkel emsâlu nadribuhâ linnâsi leallehum yetefekkerûn.
Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ hu, âlimul gaybi veşşehâdeteh, huverrahmânurrahîm.
Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ hu,
elmelikul kuddûsusselâmul müminul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir,
subhânallâhi ammâ yuşrikûn.
Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ,
yüsebbihu lehu mâ fîssemâvâti vel ardi vehuvel azîzul hakîym.


Haşr Suresi Son Ayetleri Levenzelna veya Hüvallahüllezi (21 ile 24. Ayetler)