O Bir Ra Board

Full Version: Velbeasü - Öldükten Sonra Dirilmek (Kar©glanin 4 Mart 2017 Vaazi)
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.

Velbeasü - Öldükten Sonra Dirilmek

(Kar©glanin 4 Mart 2017 Vaazi)


وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun).

Ve doğu da Allah’ındır batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, Allah’ın Vechi (Zat’ı) işte oradadır. Muhakkak ki Allah Vâsi’dir (rahmeti ve lutfu geniştir, herşeyi ilmi ile kuşatandır).

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi Âyet - 115. ayet


Ve iz kâle ibrâhîmu rabbî erinî keyfe tuhyil mevtâ kâle e ve lem tu’min kâle belâ ve lâkin li yatmainne kalbî kâle fe huz erbeaten minet tayri fe surhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelin minhunne cuz’en summed’uhunne ye’tîneke sa’yâ(sa’yen), va’lem ennallâhe azîzun hakîm.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 260. ayet

أَمْواتٌ غَيْرُ أَحْيَاء وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ

Emvâtun gayru ahyâin, ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ölüm ile Yaşamak farkli şeyler degildirler, ancak ölenler, sadece ne zaman tekrar dirileceklerini bilmezler (Yaşayanlarda hakeza ne zaman öleceklerini  bilmezler).

Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 21. ayet


Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz, nasıl haşrolursanız öyle diriltilirsiniz, o hal üzre cennet veya cehenneme sevkedilirsiniz"

( Hadis-i Şerif , Buharî, "Rikak", 45 , Müslim "Cennet", 55-59 , Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh )

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Her kul öldüğü hal (amel) üzere diriltilir.”

( Hadis-i Şerif ,Müslim, Cennet 83)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :


كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten fe ahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürüp öldürüp, sonra yeniden yeniden yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 28. ayet


إِنَّ اللّهَ لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ

İnnallâhe lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), yuhyî ve yumît(yumîtu), ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Göklerin ve yerin mülkü  Ve Hükümranligi yalnız Allah’ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 116. ayet

Dişi YILDIZ ve Erkek YILDIZ

Güneş Makamina CIKAN Sofilerimize özel ders:

Muhammed için iki cihanin güneşi lakabi vardir öyle olunca yine yusuf  11 yildiz ve güneş ve ayin kendisine secde ettigini görüyor, yani öyle bir yildizki yusuf, ona bagla başka bir yildiz ve 11 tanede gezegenden oluşuyor demek olur bu yine yani, bir sistem ve iki yildiz, fakat birisi digerinin aksesinde dönen yildiz, yani galaksi demek olur, yani yusuf bir galaksiyi temsil ediyor, birden fazla yildizi olan sistemlere galaksi denilir, ve o galakside de ayni bizim dünyamiz gibi bir dünya var, var 12 gezegenli, ve ayrcia  güneş ve ay var, ay var demek dünyasida var demek olur, yani yaşanabilenm bir dünyasi olan bir galaksi sistemi, yani erkek yildiz demek, o carki ceviren yildiz demek, yani sistemin ona bagli oldugu ana yildiz  demek olur, yani yakub ve cocuklari yusufun sistemine bagli demek our bu, yani yine dişi YILDIZA gelince, yani aynen jüpiter gibi  etrafinda aylari olan  gezegen demek olur, yani sönük yildiz demek, yani gezegen demek işde, Dişi YILDIZ demek olur öyle olunca, herkesin ya bir YILDIZI vardir, yada gezegeni, bir YILDIZ hatta öyleki, diyorki bir tane iman etmiş ashabi olmayan peygamberler yildizar var, yani imanli ümmeti olmayan peygamber, yani tek YILDIZ, gezegeni yok, yani bunlarda galaksi icindeki tek YILDIZLARDIR.
mesela Türklerden örnek verirsek : Demet Akalin bir YILDIZ ve star olunca, onun kocasi demek, ona bagli ay ve hatta birde ondan olma HIRA bebek, yani  Demet dişi YILDIZ olunca, yani bir gezegen demek, taabi oldugu bir yildiz var, ve onun kocasi okan, o dişi Yildizin etrafinda dönen uydusu demek olur,  ve okan tirci olunca, bunlarin sistemi Süleyman yildizina bagli oldugu görülürcünkü atlarin peygamberi Hz süleyman, salma atlari olan Hz Süleyman, yani köpek yildizina bagli, yani siriusa bagli, ve ordada kocasi okandan olma HIRA olunca, HIRA DA  okanin etrafindaki, ondan kopan bir dag veya kaya, ve gezegenin uydusununda ayrica uydusu var demek olur. Bunu neden acikladim cünkü : bizim Zikir tesbihimimizde iki tane cark sistemi var, ve birde sistem icinde onlu  gruplara ayiriyoruz,  ve bizim sistemimizde her grup, onlu kümeden oluşmakda, yani bizim galaksimizde bize tabi olan dişi yildizlar, bir adet ana yildiza bagli, ve onlu küme halinde, ve tesbihimizin 3 ara müezzini var, ve üc köpek YILDIZI var demek olur yani, sirius sistemi iki köpek yildizli sistem, yani türklerin kullandigi tesbih siteminde iki ara müeezini var onlarin bagli oldgu eski sistemde sirius vardi,iki köpek yildizli sistem, davud ve süleyman yani, ve züleyha hesaba katilmaz idi, dişi köpek yildizi hesaba katilmaz idi,  ve fakat bizmki  ise Tesbihimizde üc müezzin var, üc köpek YILDIZLI sistem, ve öyle olunca, bizim sistemimizdekilerin, ücer adet köpek dişi var demek olur,  yani dört ön kesici dişlerin yan taraflarinda, ücer adet simetrik olarak köpek dişi var demek olur yani, öyle olunca toplam alt üst hesap edince, iki sag alt ve üst, ikide sol dört tane eder, yani yani eski muhammed sistemi ise iki yildizli tek sirius, bizimki ise iki erkek bir dişi köpek yildizi olan siriuslu sistem demek olur, yani bunun manasida, her grupda, her yüz kişiden iki tanesi davud, iki tane süleyman ve iki tanede züleyhayi icine alan grup olan sistem, bir küme demek olur. yani üst cene ve birde aynisi alt cene, ve tesbihimizde bu onlu gruplardan sonra ise, bu onlu ilk grbun başina bagli olan bir adet onlu cark vardir ve buda 12 boncukdan oluşur, ve buda demek olur, toplam 100 olunca, 10 tane 10 lu var, ve bu on tane onluyu ceviren tek bir yildiz var, mesala demet gibi, bilmem rihanna gibi bir yildiz, yahut mustafa islamoglu, bilmem mehmet ali bulut gibi etrafinda 100 kişiyi toplayan kimse, 10 tane 10 luyu cevirebilen tek yildiz, ve sonra bunlardan, ise tam 12 tane var, dört mevsimde de 12 tane carpi 4 = 48 adet demek olur,  ve bu her 48 i,  ceviren yildizda yine tesbhimizin tepsinde imamenin üstünde carkdaki boncuklar da 12 tane, ve bunlardan birisi ise, bu sistemin tamamini  döndüren mevsim rengi sarik sahibi olcak tesbihimizin, sarikli boncugunu temsil eden askerimiz  demek olur, ve biz eger şimdi baharda isek, ve bahardan yaza gececegimiz için, sistemin takib edecegi yildiz olarak, mesala yaz burclu sibel Can dedim, ve artik sarik sibele verildi demek olur, ve bahardan yaza kadar, o görev ve kirmizi sarik sibelin demek olur,  o sene ve o baharda, sadece en cok sibel, sibel, sibel denmeliki,  sistem bahardan yaza varsin demek gibi yani.........




Kainata Fatiha olabilmek

Diyorsunki
Ne Duamsın Ne bedduam
:Kirmizi-ISIK_S
EY YAAAAAR
Ben sana duaya daha yeni baslamişken
sen ise beni dualarindanda mahrum ediyorsun
Biz seninle ne kadar ZIT kutuplardayizki
ben yansam sen beni soğut,
Sen yansan ben seni soğutayım tarzı
sen tam bana göresin ammaaaaaaa
-_Pfeils-Red
Dedimki artik cemre toprakda
ve toprak ise bahar yağmurlarına hasret artık
Ben gök olup üstüne yağayım dedim
Emtarların olup üsten yağayım sen Yemyeşil yeşer ey sevgili
Bırak duandan çıkarmayı beni bir an bile unutmana izin yok sana
ağla şimdi aglaaaa için için ağlaki gözlerinden emtarlarin süzülsün topragi ince ince sulasin
Allahim baharda yağan ve yağacak olan emtarlarin adedince muhamdede ve ehline ve
mehdi ve ehline salat selam eyle
Aramayanlar yolda kaldi, sen aramaya devam et "bir güüüüüüün istiklal ve cumhuriyetini"
MECNUNLUĞUN SIRRI kaybedince, gercekte kazanmakda yatiyor ey sevgili.
Gece gündüzü bilesin diye var, kötü iyiyi arayıp bulasın diye var.
Beni bulsan, Yusufu bulanlar 15 kuruşa sattılar,
anla beni sevgili böyle cok tatlı,
inan beni bulsan 15 kuruş değerimiz olmaz,
yemin olsun olmaz,
ara calış işte bir gün Yüce RAB
Zülyehayi yusufa yazacakdir,
Elini eline gönlünü gönlüne vercekedir,
inan bana bu yüce Rab öyle zalim değil,
Züleyhayı Yusufa kavuşturana iman et sen,
Leylayı mecnundan ayırana değil.
Burdakı TILSIMI çözüdünse SIRANI beklemek en büyük nimet anla
-_Pfeils-Red
Diyorsunki ey YAAAR
:Kirmizi-ISIK_S
"Bazen soğuk bir duş gerek,
Kendine gelebilmek için.
Bazen büyük bir ihanet gerek,
Gerçeği görebilmek için.
Bazende insan dibe vurmalı,
Yukarı çıkabilmek için.
Ey gönlüm sen inanmasan da;
Bazen bitirmek gerek,
Yeniden başlayabilmek için."
:Kirmizi-ISIK_S
3 kulhüden sonra fatihayı okumakdır o

Her bitişden sonra başa dönebilmekdir o, sevgili
bilki sensizde olmaz fatihasızda
:Kirmizi-ISIK_S
Bu Fatiha nasil bir delikanlıki
ölüye fatiha diriye fatiha
subhanekeye fatiha yasin suresine fatiha
Her namaz her namaz önce Fatiha
Koskoca bakaraya da Fatiha
En kücük kevser suresinede Fatiha
Bu delikanlı kimki acaba
Namazda Rabbin huzurunda duruşda
Bütün kurana, ve hem kainata koca olmuş
Kim ki aceb O




Yukardaki ayette diyorki Hz.ibrahime, Allah : Nasil yeniden diriltecegimi görmek için, ey ibrahim, bir kuş al, ona kendini tanit önce, sonra onlari istersen parca pincik et, şikir şikir ez, ve dört daga dagit, sonra gel dur, ve cagir onu, rabbin onu sana geri döndürcekdir, o sana ucup gelecekdir, diyor yüce Rab. Rabbimiz yaratmanin her türlüsünü bilirken, öldükden sonra diriltilemeyecegimizi mi sanirsiniz, halbuki diyorki parca picnik olsa bile, zaten onlari parcalardan toplayip meydana getiren, birdaha toplayimda meydana getirmeye kadirdir diyor. ve kafir TANRI parcacagi ariyorki, bulsa onu ne yapacak bilirmisiniz ki, Rabbinin hükmünü imha edipde, kendine yasaksiz bir dünya icad etmek için, halbuki dedikki : 10 tane aşerei mübeşşere varki, bunlar daha dünyadayken cennetle müjdelenen on grup dedik, ve bunlarin cbilliyatlarinda birisi hiyar ve benzeri, pişirilince bozulup, insana yarar verecegine, zarar veren yiyecek haline döndüklerini anlattik, ve bundan az bir süre sonra, hiyar pişiren teyzeler türedi, neden? yine maksad gavurun allaha isyanina ortak olmak. Lan dangil müslüman, senin hicmi bişeyden haberin yok, sen mehdiden habersizmisin, bak mehdi bunlar pişmez diyor, fakat bunlarin pişmemesi, mehdi dedigi için degil, Allah in onlara ateş ve cehennem görmiyecek bir tabiat koymuşken, sen kime hizmet ediyonda, hiyar pişiriyon, karpuz kavun pişiriyon dangil, kavun karpuuz ve hiyar pişmez, soguk tabiatli yiyeceklerdir onlar, serin tabiatli yiyecekdir onlar, serin ve serinletici. Hani agustosun 15 olunca, ortalik sicakdan kavrulunca, ortaligi serinletcek karpuz ararsin amma, o olmasayadi, için nasil serinleyecekdi, yine ayranli cacik yersin, nasilda susuzlugunu keser degilmi, agusotosun 15 inde birde pekmez şerbeti ic bak, için nasil yanacak degilmi, sana biz sadece yasayi gösteriyoruz dangil, yasayi koyan ben degilin, bazisi bizimle mehdilik savaşi verdiginden dedigimize itiraz edip tersini yapiyor, bazisi ahmaklikdan, bazisida işde allah a düşmanligindan. ya sen ey müslüman, ya mümin, sen niye yapiyon ahmak, sen niyee, bi söyle bana
ve Allah işde, öldükden sonra tekrar beas etme kurali koymuşki, diyorki, parcalarin, parca pincik dagilsa, biz onlari yine bir araya getiririz .
Bak mesala ahmet amcaya dün almanyadan misafir geldi, ve misafir cikolata getirmiş, cikolatanin maddesi kakako, taaa Brezilyadan almanyaya gelmiş, orda sürmelik yada yemelik cikolata yapilmiş, ve sende ahmet amcaya gitdin, ahmet amca, sanada ikram olarak o cikolatadan verdi, sende yedin, bak nasip meselesi denen şeye bak, senin bir parcan, taaaaa brezilyaya düşmüş, fakat allah onu, ahmet amcanin misafirinin evine vermiş, oda almanyadan kalkip gelip ahmet amcaya misafir gelmiş, ve ahmet amcaya o cikolatayi birakmiş, ve ahmet amcanin evinde yillar dursa, durur, amma sen gidip onu yiyince, parcan sana haşroldu, sende toplandi, bak o parca sende beas oldu, can buldu, bundan  bir kac ay önce, daha brezilyada bir cicekdi belki, amma serüveni kemal buldu, ve sende lokma oldu, ve senin bedenin onu, senin parcana cevirdi.
Bak bundaki beas olma, yani yeniden dirilmeyi anladinsa, seni hüsama bin ladin gibi, denizlerin dibine atsalarda, Allah seni ordan alip gelip,  yeni bir hüsamade haşredip, tekrar beas eder, hatta olmadi, hüsameydi, bu sefer ahmet yapar, yahut fatma yapar, can verir anladinmi güzel kardeşim, ve matrix filiminde, o hani son bölümde, neo tanriyla, yazilimi yazanla görüşmeye gidiyor, ve o siralarda deccal zivanadan cikmişdir, ondan kurtulmak için, ve bütün yaratilanlarla sulh ilan etmek için, işde yazilimi yazan, ve sistemin sahibi, veya tanriyla görüşmeye gider matrix, ve orda onun askerleri  yani, Tanri parcalar birleşir, ve bir baş meydana getirirler, ve o baş ve başdaki dili oluştururlar, ve o neo ile matrixle konuşur, ve ona deccali öldürme görevini verir.
ve yani parcalar kafayi meydana getirir, kafa yani,  hani rahman suresinde varya



كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ  وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ

Kullu men aleyhâ fân, Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Bütün kişiler (insanlar ve cinler) yok olsa bile Ve celâl ve ikram sahibi Rabbinin Vechi (Yüzü veya Kafasi) bâki kalacaktır.

Sadakallahul Aziym RAHMÂN Suresi Âyet - 26-27. ayet

Hz Hüseyinin başi nerede? neden bedeninden ayrildi, yine Hz Yahyanin başi nerede? neden gövdesinden ayrildi?  ve  kainatin sureti Hz ademin suretinde, ve Hz Ademi ise Allahu Teala zatinin suretinde yarattigini buyuruyor bir hadisde, öyle olunca, bu iki kafa neden saklandi, neden sadece kafalari kaldi, yine bazi kimselerin giyotinle başlarinin kesilme sebebi ne? neden yani? herkes yok olursa, onlarin başlarimi, bu kainati yeniden var etmek için  kullanilcak, yani o matrixdeki parcalardan oluşan kafa gibi, Allahu Teala yine hükmetmek için, o kafalari kullanabilir, yani ana motor, hafiza, kainatin bilgisi beyinde kayitli, ve öyle olunca,  ve dedikki, Allah, ahmet amca ile, mehmet amcayi doyurur, mehmet amcada terzidir, ahmet amcayi giydirir, ve Allah onunla, onu, öbürü ile, digerini besler, giydirir dedik. ve öyle olunca da kainatta eger, o kiyamet saati ile yok edilince, bir kafadan, bütün kainata hükmedip, tekrar onu, o bilgileri meydana getirir. Haaşa Allahin buna ihtiyacimi var dersek,  Allah bazi şeylere yaasalar koymuş, ekmek yememiz için nasil bugday ekmeye bicmeye ihtiyac varsa, belkide kainatin yeniden halkolmasi için, buna ihtiyac vardir, öyle bir yasasi vardir belkide onunda .

---oOo---

Popülasyonu korumak bahsi
Tirnak 255 hücreden oluşuyorsa mesala, bu 356 olunca fazla, 355 olunca eksik öyle olunca, tirnak hak tealanin yarattigi en güzel suretinde, eger 255 hücreden oluşcaksa oluyorsa, ona bir fazla şapka takalim yanina don giydirelim olmaz yok, 255 hücre ve bitti.
Yani hz Nuh gemiye aslan, kaplan, kedi, tilki, bilmem tis tis aldi, ama bunlar öyle bir halde olcakki, tilki ne tavugu, nede yumurtalarini yemeyecek,  aslan da geyigi yemeyecek, cünkü hepsinden ikişer tane var, peki bunlar alti ay, ne yedi, bunlar ne ile doydu, hemde gemiden inincede, serbest birakinca, yine aslan kaplan, geyigi, daha üremeden yiyip bitirmeyecek, yeni gezegende iki tane geyik var, biri dişi, biri erkek,
peki popülasyon nedir o zaman,  anladinizmi, yani Nuh ilmi, ne yüce bir ilimdirki, dünyada, hiristiyanini, yahudisini, bilmem mecusisini, kürdü, türkü kavga ettirmeden idare edebilmek. Haydi Nuha gidiyoruz cocuklar, Nuh dedeye yalvaralimda bu ilmi bize ögretsin, vallahi o ilim yalnizca, onda sakli, ben da hi bilmiyon, meger Nuh un melekeleri bana söylerse, bende size ögretirin. Herkes bu geceler, gündüzlerde nuh dededen istesin, yalvarsin ey nuh dede, sen bu işi nasil yaptin  başardin, ya bana, yada mehdi askerine gösterki, bilelim diye.


---oOo---

Bizim Gecen yazdigimiz, bazilarinin, cennetin her kapisindan cagrilcak hikmeti geregi, mehdinin, cennetin dünya şubesi olan bütün kadinlarin rahminden cagrilip, o dilediginden girebeilir, ve cocuk olarak dogar deyince, bizim bu sözümüzün yanliş oldugunu anlatmak için M. hoca diyorki:
Bir hirsiz senelerce calsa cirpsa, bunu meslek edinse bile, birgün ona, senin yaptigini sana yapsalar, ne dersin dese, o ondan calinmasini istemeyecekdir diyor M hoca. yani senin o yaptigini sana veya seninkilere yapsalar razi gelirmisin diyor.
Bende şöyle cevap veren : sen et yiyon, kesip tavuk yiyon, kesip koyun yiyon, peki yarin dersek ki, sana, "sen cok yedin, artik bizler şimdi seni kesip yiyecegiz" dersek, sen razi gelirmisin, sende razi gelmezsin. benim yaptigim kötü ise, sen niye biberi koparip yiyon,
bunun adalet nersinde, Allah aşkina, Allah madem adil, peki koyun demiyecekmi, ya rabbi, sen beni bunlar diri diri kessin yesin diyemi yarattin, bu nasil adalet ki, onun diri diri kesilmesine müsade ediyor, peki burdaki adaleti al, benim yaptigimla kiyas et.
peki herşey cok adilmi olmali saniyorsun, adil olcaksa, bütün kozlar acik oynanacaksa o zaman sen et yeme, sonra hic bir daldan elma koparma elmada canli, yumurta yeme, yumurtalar tavugun  mali, sen niye onun malini aliyon, adalet neresinde bunun, inegin sütünü icme, adalet nerde burda, inek seni yesin icsin diye yapmadi, arilarin bali senin için yaptginimi sandin sen amca
peki benim yaptigimi sen adaletle ölcersen yanilirsin, onun ölcüsünü, ne kilo ne metre ölcemez onun ölceni farkli hoca.

ve Bir Tez ve öneri olarak, Zamandan kazanmak için, Marketler mal listesi yapsinlar:

Günümüzde herkesin zamana ihtiyaci var, ne kadar zamandan kazanabilirse, onun dinlenmek ve ailesine ayircak, o kadar zamani var demek olur. öyle olunca, alişverişde gecen zamanda da, zamandan kaybetmemek için, Lütfen marketler, amma internete pdf dokument olarak yazsinlar, amma  regallerinin başlarina liste halinde kagit biraksinlar, ve bu kagit ve listelere, 1. regalde şu mallar var yazsinlar, ve her bir ürünün kenarina kutucuk koysunlar, yine 2. regaldede şunlar var ,.... ve alişveriş yapacak kimse, ya bu kagitlardan alip evine götürsün, yahutta sadece internet sayfasinda bir adet pdf olarak bulunsun, ve isteyen indirip yazicida bassin, veya kendisi liste tutarken notuna yazsin, 1regalden şunlar alincak, ikinciden şunlari diye, böylece hem alişverişde, alinmasi gerekenler unutulmamiş olur, hem zamandan tasarruf olur, hemde merkete lüzumsuz kalabaligin önüne gecilmiş olur. umarim bunu duyan bir marketci amca başlatir, ve sonra herkes yapar bunu


Buradan aşagiyada, önemli gördügüm hadis ve ayetleri aldim, ve ahiret ve yeniden dirilme hususunda, ve diger bazi hususlarda dikkatinizi celbedecek hadisler burada :

“Yedi şey gelip çatmadan önce amellere koşun. Her şeyi unutturan fakirliği mi bekliyorsunuz? Yahut insanı taşkınlığa sevk eden zenginliği mi? Yahut akli melekeyi bozan hastalığı mı? Yahut insanı bunaklaştıran yaşlılığı mı? Yahut insanı bitiren ölümü mü? Yahut Deccal’i mi ki görünmeyen ve beklenen en büyük şerdir?  Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz ki o, en büyük ve en acı beladır.” (Tirmîzî)


“Ölüyü üç şey takip eder, ikisi geri döner, birisi kalır. Ailesi ve malı geri döner ameli ise kalır.’’ (Buhâri, Müslim)

“Her nefis ameline karşılık rehindir’’ (Müddessir: 74/38 )

“Asra yemin olsun ki, insan hüsrandadır. Ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.’’ (Asr: 103/1-3 )

“Beş şeyden önce beş şeyi ganimet(fırsat) bil; ihtiyarlığından önce gençliğini, hastalığından önce sağlığını, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetten önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayatını.’’ (Hâkim)

“Kıyamet gününde cehennemliklerin en hafif azap görenin şudur: Adamın ayaklarının altına iki kor parçası konur; bunlardan beyni kaynar. O da cehennem halkının en şiddetli azap göreni olduğunu zanneder. Hâlbuki o en hafif azaptır.” (Buhârî)

“Ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Ali İmran: 3/102 )

“Her nefis ölümü tadacaktır.” (Ali İmran: 3/185 )

“Lezzetleri yenen ölümü çokça anın.” (Tirmîzî, İbn Mâce)

“Bu dünyada bir garip yahut bir yolcu gibi ol.” (Buhari)

“Bilin ki; âhiret kazancına yer vermeyen dünya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür ve aranızda bir öğünüştür. Mallar da, evlatlar da bir çoğalıştır.’’ (Hadid: 57/20 )

“Her nerede olursan ol Allâh’tan ittikâ et ve kötülüğün arkasından hemen bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâk ile muâmele et!” (Tirmizî, Birr, 55/1987 )

“Ey îmân edenler! Allâh’tan, nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkup gerektiği gibi sakının ve ancak müslümanlar olarak can verin!” (Âl-i İmrân, 102 ) âyetinde emredilen hakîkî takvâdır.

“–İnsanlardan bana en yakın olanlar, kim ve nerede olursa olsun Allâh’a karşı takvâ sâhibi olan müttakîlerdir.” buyurdu.( Ahmed, V, 235; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, Beyrut 1988, IX, 22.) Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz:


“Şüphesiz benim dostlarım müttakîlerdir.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Fiten, 1/4242 )

“…Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluğa devâm et!” (el-Hicr, 99 )

"Allah Onları Sever, Onlar da Allah'ı Severler." (Mâide: 54 )



"Resul'üm! Onlara Söyle: Eğer Allah'ı Seviyorsanız Bana Tâbi Olun ki, Allah da Sizi Sevsin ve Günahlarınızı Bağışlasın." (Âl-i imrân: 31 )

"Beni Seven Cennette Benimle Beraber Olur." (Tirmizî)


"Sizin dostunuz ancak Allah'tır, O'nun Peygamber'idir ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.

Kim Allah'ı, O'nun Peygamber'ini ve müminleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olanlar Allah'tan yana olanlardır." (Mâide: 55-56 )

"Allah güzeldir, güzeli ve güzelliği sever." buyuruluyor. (Müslim)

"Allah'ın boyası (ile boyanın)!" (Bakara: 138 )

"Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir?" (Bakara: 138 )

"O gün ki, ne mal fayda verir ne de oğullar... Meğer ki Allah'a tamamen salim ve temiz bir kalp ile gelenler ola." (Şuarâ: 88-89 )

"Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir." (Ebu Dâvud)

"Ben her mümine kendisinden daha evlâyım." (Müslim)

"Hiçbir kimse ben kendisine babasından, evladından ve bütün insanlardan daha sevgili oluncaya kadar kâmil mümin olamaz." (Buharî)

"Şu üç haslet kimde bulunursa imanın tadını tatmıştır: Allah'ı ve O'nun Peygamber'ini herkesten ve her şeyden fazla sevmek. Sevdiğini ancak Allah için sevmek. İman ettikten sonra, ateşe atılmaktan nefret eder gibi küfre dönmekten nefret etmek." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 16 )

"O müminler ki, Allah zikredildiği zaman KALPLERİ TİTRER, âyetleri okununca imanları artar, onlar ancak Allah'a tevekkül ederler." (Enfâl: 2 )

"Allah bir kimsenin sinesini müslümanlık için açarsa, o Rabb'inden verilen bir nur üzerindedir. Kalpleri Allah'ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun. Onlar apaçık dalâlet içindedirler." (Zümer: 22 )

"O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar." Âyet-i kerime'sinde bu mana vardır. (Zümer: 18 )

"Vallahi ben, vefatımdan sonra Allah'a şirk koşmanızdan korkmuyorum, fakat nefislerinize uymanızdan korkuyorum." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 661 )

"Kendi yaratılışını unutup, 'bu çürümüş kemikleri kim diriltecek', diyerek bize misal getirene de ki: 'Onu birinci defa kim yoktan vâr etti ise, işte yine O diriltecektir." (Yâ-sîn, 78-79).
Bu âyet, dirilmenin mümkün, hattâ ilk yaratılışa göre daha kolay olduğunu anlatmaktadır.
Şu âyetler de aynı mânâyı te'yid etmektedir:
"Biz ilk yaratışta acz mi gösterdik ki, ikinci yaratışta acze düşelim? Hayır, onlar yeni yaratılıştan şübhe içindedirler."
"Bir de şöyle dediler: 'Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz.' (Ey Resûlüm onlara) söyle; 'İster taş, ister demir olsun, yahut gönlünüzde büyüyen (dağlar ve gökler gibi kuvvetli) herhangi bir yaratık olsun, muhakkak öldürülecek ve dirileceksiniz'. Onlar şöyle diyeceklerdir: 'O halde, öldükten sonra bizi kim diriltip geri çevirecek?' Sen de ki: 'Sizi ilk defa yaratmış olan kudret sâhibi Allah diriltecek...'" (el-İsrâ, 49-51).
"Onlar: 'Allah ölen kimseyi diriltemez' diye en kuvvetli yeminlerle Allah'a yemîn ettiler. Hayır, bu ölüleri diriltmek Allah üzerine gerçekleşen bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (en-Nahl, 3
"Yağmur rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'tır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü, ağır ağır bulutları yüklendiği zaman, bakarsın ki biz, onları ölmüş (kurumuş) memleketere sevketmişizdir. Böylece o bulutla, o yere su indiririz de o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri (nebatatı) çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız (dirilteceğiz). Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız" (el-A'râf, 57).

Dediler ki: “Biz yer (toprağın için) de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?” Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir. De ki: “Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek, sonra Rabbinize döndürülmüş olacaksınız.” (Secde Suresi, 10-11)

Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: “Bu şaşılacak bir şey” dediler. “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır).” Doğrusu Biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda (bütün bunları) saklayıp-koruyan bir kitap vardır. (Kaf Suresi, 2-4)

Dediler ki: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” De ki: “İster taş olun, ister demir.” “Ya da göğüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüğünüz) bir yaratık (olun).” Bizi kim (hayata) geri çevirebilir” diyecekler. De ki: “Sizi ilk defa yaratan.” Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: “Ne zamanmış o?” De ki: “Umulur ki pek yakında.” (İsra Suresi, 49-51)

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” demelerine karşılık cezalarıdır. Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler. (İsra Suresi, 98-99)

Hz Peygamber de çeşitli hadislerinde, öldükten sonra tekrar diriltme konusunda bilgi vermiştir O bir hadiste şöyle buyurmuştur: "insanın kuyruk sokumu kemiği dışındaki her şeyi, ölümünden sonra çürüyüp yok olacaktır

Kıyamet günü tekrar diriltme bu çürümeyen parçadan olacaktır" (Buharî, "Tefsîr", 39/3; Müslim, "Fiten", 141, 142)

Yine bu konudaki hadislerde kıyamet gününde bütün insanların diriltileceği, kabirden de ilk defa Hz Muhammed'in kalkacağı bildirilmektedir (Buharî, "Tefsîr", 39/3; İbn Mace, "Cenaiz", 58 )



--oOo---



أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 4 Mart 2017 Cumartesi

Original Kar © glan