09-01-2019, 03:22 AM
Mustafa Kemal Atatürk'ün sanata verdiği öneme dair bir yazı
Mustafa Kemal Atatürk’ün sanata olan ilgisi ve sanatçıya verdiği önem hiç kuşkusuz yadsınamaz. Mustafa Kemal sanata önem vermiş ve insanların sanata yönelmesi için önayak olup onları sanata teşvik etmiştir ve sanat yapılabilmesi için çeşitli imkanlar tanımıştır.
Yeni kurulan cumhuriyette milli kültürün oluşması ve bu milli kültürü oluşturan sanat anlayışının oluşum ve gelişimi için önemli adımlara imza atmıştır.
Bir çok veciz sözünde sanatın ve sanatçının bir millet için ne kadar öneme haiz olduğu hususuna değinmiştir.
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü en bilinen ve Gazinin sanata verdiği değeri en yalın haliyle anlatır.
Bir başka deyişinde;
“Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır.” diyerek sanatı olmayan milletlerin bir medeniyet tasavvurunun olamayacağını açıklıkla dile getirmiştir.
“Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.” sözü ise sanatçılık yeteneği olan milletin fertlerine imkan verilirse sanatın inkişaf edeceğini ve bunu yapmanın bir ülkü olduğunu söylemiştir.
Sanatçıya olan bakışını ise şöyle ifade etmiştir: “Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.” Sanatı için meşakkat ve çaba harcayan insanların birer münevver yani aydın olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
Atatürk başta müzik olmak üzere resim ve tiyatroya ilgi duyardı. Henüz devlet tiyatroları teşekkül etmemişken, İstanbul’da tiyatro sanatçıları oyunlar oynamak üzere Ankara’da bulunan Türk Ocağına gelirlerdi. Bu tiyatro etkinliklerine Gazi bizzat iştirak ederek daha sonrasında onları Çankaya’da ağırlardı. Sanatçılara iltifatlarda bulunurdu. Yine bir gün bir davet sonrası vedalaşılırken Reşit Galip Mustafa Kemal’in elini öper ve sanatçıların da aynı şekilde Gazinin elini öpmesini ister. Bunun üzerine: “Hayır, sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür.” diyerek sanatçıları onurlandırmıştır.
Memlekette batı tarzı sanatçıların yetişmesi için yetenekli öğrencileri Avrupa’ya gönderip; heykel, resim ve mimarlık gibi bazı alanlarda onların eğitim almasını sağlamıştır.