04-22-2019, 08:18 PM
Camiye gittiğimden beri çok değiştim
Namazları camide kılmaya başladığımdan beri arkadaş çevrem, damak tadım, havsalam, tıynetim, huyum, suyum değişmeye başladı.
Camiye gittiğimden beri cemaatten 3 arkadaşım oldu. Hepsi de nur yüzlü maşAllah. Onlarla daha fazla vakit geçirmeliyim zira 2 seneye kalmaz hepsi ölecek gibi…
Takma dişlere merak saldım. Takma dişlere ait bi ton bilgim var. Hangi dişçi iyi yapardan tutun da, bakımı için püf noktalarına kadar her şeyi sorabilirsiniz, ciddiyim.
Geçen akşam namazını müteakip cami önünden eski kaşar ve simit aldım. Bi de patates soyacağı… Öyle demeyin, çok fonksiyonlu… Adamın beni etkilediği gibi anlatamadığımdan bendeki heyecan eve yansımadı. Olabilir, gerçi adamın kullandığı gibi de kullanamıyorum ya neyse…
Liseli bir arkadaşı camiye alıştırdım, parmaklarını çıtlattığı dikkatimi çekmemişti daha önce. Hele bir daha dua ederken camide çıtlatsın, bak bakayım o parmakları kırmıyom mu?! Belli bir yaştan sonra kafam almıyor işte.
Hastalığı tarifim, tedavi yöntemim ve dilim de değişti. Geçen Mecid amcaya yel girmiş, yakı yapmış, soğuğu çekip almış. Şimdi turp gibi mi, değil, olsun ama Hilmi amcadan hallice.
Camide ihtiyar arkadaşlarımla takılmaya başladığımdan beri, içgüdüsel midir nedir garip biçimde boş poşet biriktirmeye başladım. Evden de gizliyorum yalnız. Poşet görmiyim, birden kilitleniyorum ve halihazırda kullandığım yorganın nevresiminin içine atıyorum. Arafat Salih amcadan etkilendim sanırım. Herhalde biriktirir biriktirir sonra belediyenin geri dönüşüm kutusuna atarım. Yoksa bunu kendime bile açıklayamam.
Yürüyüşüm ve hareketlerimde bir yavaşlama var. Bir de yaşıtlarıma baktıkça “peeh” diyorum, “bunlar evlenecek de anne baba olacak da evlat yetiştirecek”…
İşin bir de ibretlik kısmı var. “Can alıcı” tabiri daha çok uyuyor. Neden mi? Millet arkadaşlarının doğum gününü kutlayıp, pasta alırken ben, Asım amcaya Hac kurası çıktı diye içlik fanila aldım. Mekke sıcak olur demeyin, insan gündüz 50 dereceyi görünce gece soğuğunda donuyor.
Fark ettiniz mi bilmem ama müezzinler de pek bir artiz hani... Tesbihata geçene kadar uzatıyor da uzatıyorlar amma öyle afilli, ciks ve şekilli bağlamaları var ki, zorlanarak da olsa dönüp müezzin mahfiline bakmaktan kendini alamıyorsun “kimmiş bu artiz” diye..
Bu arada cami çay ocaklarında elma çayı içenlerle “oralet kardeşliği”ni başlatacam.
NOT: Size bir tüyo vereyim. Camiye yeni alışan biri yabancılık çektiğinden ön saflara pek ilerlemez, çekinir. Çekinmeyin çünkü önlerdeki 3-4 sıra alttan ısıtmalı, ooh mis, öne doğru kaykılın gitsin.
Eyvallah..
Namazları camide kılmaya başladığımdan beri arkadaş çevrem, damak tadım, havsalam, tıynetim, huyum, suyum değişmeye başladı.
Camiye gittiğimden beri cemaatten 3 arkadaşım oldu. Hepsi de nur yüzlü maşAllah. Onlarla daha fazla vakit geçirmeliyim zira 2 seneye kalmaz hepsi ölecek gibi…
Takma dişlere merak saldım. Takma dişlere ait bi ton bilgim var. Hangi dişçi iyi yapardan tutun da, bakımı için püf noktalarına kadar her şeyi sorabilirsiniz, ciddiyim.
Geçen akşam namazını müteakip cami önünden eski kaşar ve simit aldım. Bi de patates soyacağı… Öyle demeyin, çok fonksiyonlu… Adamın beni etkilediği gibi anlatamadığımdan bendeki heyecan eve yansımadı. Olabilir, gerçi adamın kullandığı gibi de kullanamıyorum ya neyse…
Liseli bir arkadaşı camiye alıştırdım, parmaklarını çıtlattığı dikkatimi çekmemişti daha önce. Hele bir daha dua ederken camide çıtlatsın, bak bakayım o parmakları kırmıyom mu?! Belli bir yaştan sonra kafam almıyor işte.
Hastalığı tarifim, tedavi yöntemim ve dilim de değişti. Geçen Mecid amcaya yel girmiş, yakı yapmış, soğuğu çekip almış. Şimdi turp gibi mi, değil, olsun ama Hilmi amcadan hallice.
Camide ihtiyar arkadaşlarımla takılmaya başladığımdan beri, içgüdüsel midir nedir garip biçimde boş poşet biriktirmeye başladım. Evden de gizliyorum yalnız. Poşet görmiyim, birden kilitleniyorum ve halihazırda kullandığım yorganın nevresiminin içine atıyorum. Arafat Salih amcadan etkilendim sanırım. Herhalde biriktirir biriktirir sonra belediyenin geri dönüşüm kutusuna atarım. Yoksa bunu kendime bile açıklayamam.
Yürüyüşüm ve hareketlerimde bir yavaşlama var. Bir de yaşıtlarıma baktıkça “peeh” diyorum, “bunlar evlenecek de anne baba olacak da evlat yetiştirecek”…
İşin bir de ibretlik kısmı var. “Can alıcı” tabiri daha çok uyuyor. Neden mi? Millet arkadaşlarının doğum gününü kutlayıp, pasta alırken ben, Asım amcaya Hac kurası çıktı diye içlik fanila aldım. Mekke sıcak olur demeyin, insan gündüz 50 dereceyi görünce gece soğuğunda donuyor.
Fark ettiniz mi bilmem ama müezzinler de pek bir artiz hani... Tesbihata geçene kadar uzatıyor da uzatıyorlar amma öyle afilli, ciks ve şekilli bağlamaları var ki, zorlanarak da olsa dönüp müezzin mahfiline bakmaktan kendini alamıyorsun “kimmiş bu artiz” diye..
Bu arada cami çay ocaklarında elma çayı içenlerle “oralet kardeşliği”ni başlatacam.
NOT: Size bir tüyo vereyim. Camiye yeni alışan biri yabancılık çektiğinden ön saflara pek ilerlemez, çekinir. Çekinmeyin çünkü önlerdeki 3-4 sıra alttan ısıtmalı, ooh mis, öne doğru kaykılın gitsin.
Eyvallah..
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca