01-27-2020, 12:31 AM
(This post was last modified: 06-24-2022, 06:56 AM by RasitTunca.)
Tasavvufi ve Dini Sohbet Vaaz Arz-ı Mev'ud Vadedilmiş Topraklar
(Kar©glanin 26 Ocak 2020 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِى ٱلزَّبُورِ مِنۢ بَعْدِ ٱلذِّكْرِ أَنَّ ٱلْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِىَ ٱلصَّٰلِحُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve lekad ketebnâ fîz zebûri min ba’diz zikri ennel arda yerisuhâ ıbâdiyes sâlihûn
Meali :
Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.
Sadakallahul Aziym Enbiyâ Suresi 105. Ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Cebrâil'e sordum, benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin?
- Cevaben dedi ki: Evet on defa daha ineceğim ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım.
- İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım. İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım. Üçüncü inişimde insanların kalplerinden sevgiyi kaldıracağım. Dördüncü inişimde hayâyı kaldıracağım. Beşinci inişimde adâleti kaldıracağım. Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım. Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım. Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım. Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kurân-ı Kerim'i kaldıracağım. Son inişimde imânı alıp gideceğim.
( Hadis-i Şerif , Tenbîhu’l-Gafilin Abdüllatif s: 247)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Bu alttaki birkaç satır yazı Karaoğlan Raşit Tunca Mehdi'nin dünyaya yeni monifestosudur :
parayı ve arabaları her şeyi elektriğe bindirmek hikayesi petrole ve araplara bağımlılığı yok etmek için. Petrole de bağımlı olmayınca herkesi elektriğe bağlayınca, Deccal ve avenesi artık tanrılık yolunda bir adım daha ileri gitmiş olacaklar, deccallıklarına deccallık katmış olacaklar bu sayede. Aynı şu anda Çine uyguladıkları yöntem ile Çin ekonomisine darbe vurdukları gibi, ne ile corona virüsü ile. Belkide ortada öyle bir virüs bile yok ama, çıkardıkları bu Yaygara ile, birde birkaç kişiyi de öldürüp hasta ettilerse, ve böylece herkes Çin'den alışverişi kesecek, oraya gidip gelmeyi kesecek, böylece Çin in yükselen ekonomisi darbe yemiş olacak. Belki de böylece Çini n büyümesini durdurmayı istediler. Belki virüs gerçek de olabilir ama, Vurdular mı bir darbe? vudular, yıkar mı bu darbe Çin i? Yıkmaz. Allah müfsitleri bozgunculuk çıkaranları felâha erdirmez.
Kod:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ ٱلْمُفْسِدِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn
Meali :
Çünkü Allah, bozguncuların işini düzeltmez.
(Sadakallahul Aziym Yûnus Suresi 81. Ayet)
Çin konusunda da, Petrol konusunda da, Allah onları Galip etmeyecektir elbet. aynı hikayeyi Araplara da uyguladılar, ve onlara bağımlılığı kesmek için, arabaları elektriği çevirmeyi, bütün dünyada yasa haline getirdiler, ve petrolü pahalandırdılar. Herkese, ister isteyerek, ister istemeden, elektrikli araba tercih etme zorunluluğunda bıraktılar ve arabaların Motor Hacmini yani taşağını da küçülttüler, Onlarda kendilerinde büyük taşak olacak, bizlerde Küçük taşak, bizler onlara ve kul ve köleler olacağız, cesaretsiz salaklar, yani kul köle, taşak büyüklüğü cesareti gösterir. istedikleri bu.
MAKAM-I MAHMUD ÖVÜLEN VE VAADEDiLEN MAKAM
Ezan Duası Arapça
للَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Ezan Duası Arapça okunuşu: "Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh, ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete, ved-dereceter-refîate. veb'ashü makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh. İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd.
Ezan Duası Türkçe anlamı: "Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin"
Motor Hacmi ve Silindir Hacmi Nedir, Nasıl Hesaplanır?
ALINTI
Araç alırken dikkat edilen detaylar arasında motor hacmi ve silindir hacmi de yer almaktadır. Bu değerler aracın niteliklerini ve gücünü belirlemektedir. Peki, motor hacmi ve silindir hacmi nedir ve nasıl hesaplanır?
Motorda yer alan her bir silindir hacminin toplamı motor hacmini göstermektedir. Yani motor hacmini bulmak için silindir hacmi ve silindir sayısının çarpılması gerekmektedir. Eğer bir aracın motor hacmi aynı özelliklere sahip olan bir aracın motor hacminden büyükse bu onun daha güçlü olduğunu göstermektedir.
Genellikle araçlarda motor hacmi modelin ismi ile birlikte anılmaktadır. Örnek verecek olursak BMW markasının 320 modeli bize aracın 3 serisi ve 2 litre motora sahip olan bir araç olduğunu göstermektedir. Ancak motor hacminin 1200, 1800 ya da 2000 şeklinde de söylendiğini duymak mümkündür. Bu aracın motor hacminin santimetreküp cinsinden hesaplanışıdır.
Silindirin hacmini bulmak için silindir çapı ve strok boyunun santimetre cinsinden çarpılması gerekmektedir. Motor hacmini bulmak için ise motorda yer alan silindir sayısının silindir hacmi ile çarpılması gerekmektedir. Eğer silindir çapı ve piston stroku birbirine eşitse ortada bir kare motor var demektir. Bu tasarım da günümüze son derece yaygındır.
Bir araçtaki motor hacmi ne kadar büyükse aracın gücü ve yakıt tüketimi de o kadar fazladır. Eğer aracı sadece eve, işe ve ara sıra gezmeye gitmek için kullanacaksanız çok büyük motor hacimli bir araca ihtiyacınız olmayacaktır. 1.2 ve 1.6 litre arasındaki motorlar ihtiyacınızı karşılamaya yetecektir. Ancak eğer sportif bir sürüş istiyorsanız büyük motor hacimli araçları tercih etmelisiniz.
Son dönemde otomobil üreticilerinin son derece düşük motor hacimli turbo şarjlı motorlar üretmeye başladığını görmekteyiz. Bu şekilde yakıttan tasarruf etmek mümkün hale gelmektedir. Aynı zamanda motor üzerinde yapılan iyileştirmeler ve turbo beslemesi ile de istenen güç sağlanabilmektedir.
ALINTI SONU
Rabbim böyle müfsitleri kurtuluşa erdirmem buyuruyor.
Bu sözün üstüne, Ben Rabbimin işini Rabbime bıraktım, başka söz söylememe gerek yok, sözü Rabbim Zaten söylemiş . Çünkü neden? Araplarla pazarlık edemiyorlar, istediklerini yapmiyor araplar. Eskiden alimin bir tanesinin sohbetin de dinlemiştim.
Dedi ki : Araplar da bir "la" vardır dedi. Arap "la" dedi mi varma yanına kaç oradan dedi. La Yani Türkçe "HAYIR" demek ingilizce "No" almanca "Nein" demek. Hani Güneşimizin "Glow" yani ziyassı yani "Alfa ışıması" yaptığını söylemiştik ya, işte Arapça alfabede L harfi ve lam ve Elif bu alfa'yı temsil eder. Alfa ışıması bir defa başladı mı, Durduramazsın onu. yani la! la! La! yani dünya yönünü Güneşe doğru tutunca, o yaza kadar gidecektir, tutamazsın artık onu.
1997'de hacca gittiğim zaman Mevsim kış mevsimiiydi dah burarlarda, ama Bahar'a geçiş Nisan, ben giderken Avusturya'da kar yağmıştı, ve orada Arabistan da hava günlük güneşlik idi, dünya yolunu tutmuş idi. Ve 1 hafta Cuma namazına gittim, fakat geç kaldım, gölgelikleri oturamadım ve Kabenin dışında kaldım. orada oturdum. İmam hutbe veriyor da veriyor, uzattı da uzattı, yanıma bir Afganistan li Haci geldi oturdu, onlarda Sıcağın koygun olanına alışkınlar. az dibimde oturdu, Benim sıcaktan rahatsiz olduğumu fark etti, Tepemi, kafami bir elledi, ooo yanmışsın dedi ve "Allah Keriiiim" dedi. Az sonra galiba Afrikalı, Mısırlı bir adam geldi, elinde de şemsiyesi var, yağmur için değil, güneş için şemsiye, ve oturdu, oda sıcaklığa alışkın, şemsiyesini ikimizin arasına koydu. Afganlı hacı Şemsiyeyi aldı açtı ve benim Başımin üstüne tuttu. Afrikalı Hacı "ne yapıyorsun, O benim Şemsiyem" dedi, Afganlı da cevap verdi verdi bak başı yanmış bunun dedi, sonra döndü bana dedi bak dedi "Allah kerim" dedi. Yani Arabistan Aydınlık, sıcak, güzel ve Muhammedin doğduğu, güneşin, güneşimizin doğduğu yer, sıcağın Aydınlığın koygunu. Yaz mevsimi orada, Neredeyse Nisanda başlar. Arapların "la" sı O yüzden kuvvetlidir. onlar da gri renk yoktur, ya siyah ya beyaz, Ya herro, ya merro. Türkiye ise 4 mevsimin aynı anda yaşanabildiği bir ülke. O yüzden Türkler Muhammed'in pazarlık sünnetini almışlar da bir mal 10 lira ise, 5 liraya ver der alıcı. satıcı da, tamam 5 lira benden olsun der boyun eğer İkisi de , boyun eymek Yüceliktir, o yüzden İşte bizde 4 mevsim yaşanabiliyor, Bahar da bizde, Sonbahar da bizde, yaz bile biz de, kış bile biz de, bu Avusturya Alpler, Alpler soğuk memleket, kış Ağustosun 15'inden sonra başlar, yani gri bunlardadır, siyah bunlardadır, Bunların ilkbaharı neredeyse 15 gündür, At kuyruğunu sallayasıya geçer, sonbahar biraz uzundur, Kış girdi mi Çıkmak bilmez idi, ama artık o da tükendi, bu sene doğru dürüst kar bile yağmadı.
ALINTI
Pazarlık sünnettir
Sual: Alışverişte pazarlık şart mıdır?
CEVAP
Şart değildir. İhtiyaç varsa pazarlık yapılır. Pazarlık sünnettir. Alışverişte Müslümanın aldanması caiz olmadığı gibi, aldatması da caiz değildir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Müslümanı aldatan bizden değildir.) [İ. Rafiî]
(Bizi aldatan bizden değildir.) [Taberânî]
(Aldatan Cennete giremez.) [Tirmizî]
Fakirlerin malını fazla parayla almalı, onları sevindirmeli, fakat zenginden mal alırken aldanmak sevab değildir, kötüdür. Malı zayi etmektir. Mümkünse pazarlık edip ucuz almak lazımdır. Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, her aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı. Kendilerine, (Bir günde birçok sadaka veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?) dediklerinde, (Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz. Ne kadar çok versek yine azdır, fakat alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasındandır) buyururlardı. (Kimya-yı saadet)
Pazarlık etmek
Sual: Pazarlık sünnet olduğu için, biz şu fiyata verir misin desek, satıcı razı olmazsa ne yapacağız?
CEVAP
Pazarlık etmek demek, illa ucuza almak demek değildir. Şu fiyata verir misin, demekle pazarlık edilmiş, sünnet yerine gelmiş olur.
ALINTI SONU
II.MESELE
SUYUNUN SUYU
Bilirsiniz ya yine de anlatalım: Hoca’ya bir köylü tavşan getirmiş. Rızkıyla gelen bu adamcağıza Hoca izzet-i ikramda bulunmuş, ağırlamış, evinde birkaç gün misafir etmiş. Bir hafta sonra aynı köylü kapıyı çalıp:
– Hocam, ben sana tavşan getiren köylüyüm, demez mi… Hoca içeri buyur etmiş, sofraya da tavşanın suyundan yapılan çorbayı getirmiş.
Yine birkaç gün sonra tanımadığı iki kişi Hoca’nın evine gelip:
– Biz, demişler, sana tavşan getiren filancanın akrabalarıyız.
Hoca onları da misafir etmiş. Adamlara ikram ettiği çorba için:
– Bakın, demiş, bu tavşanın suyunun suyu!
Neredeyse, Hoca’ya tavşan getiren köylünün bütün akrabaları böyle böyle Hoca’ya misafir olmuşlar. Hoca da bu işten epeyce yılmış. Bir gün yine saçı sakalına karışmış birkaç kişi kapısına dayanıp:
– Hoca, demişler, hani sana tavşan getiren bir köylü vardı ya, biz onun köyünden değiliz ama yakın köylüyüz. Uzaktan da akraba sayılırız.
Hoca onları da misafir etmiş etmesine de önlerine birer kase su koymuş.
– Hoca, demişler, bu nasıl tavşan suyu? Hoca hiç oralı olmadan:
– Bu, demiş, tavşanın suyunun suyunun suyu!
Adem atamız büyük beden, ve 70 zira = 33 metre, o bölüne bölüne, insanlık ve Alem olaraktan küçüldük, ve biz dünya olaraktan en dipte ve içteyiz, yani arz=yer=dip, Arzı mev'ud Yani en alt tabaka, en küçükler. Hani Göbeklitepe'de heykeller var ya, koyun heykeli koyun kocaman. Hanım da söyledi eski bir resim vardı dedi, koyun adamın beline kadar geliyor du eski koyunlar dedi. şimdiki koyunlarda insanlarda küçüldük. Suyunun suyu olduk, Adem'in Hazreti Adem'in belinden akan Suyunun suyu artık, ve küçüldük insanlık olaraktan, Alem olaraktan da küçüldük. O yüzden biz de mevsim başka Hazreti Ademin siteminde başka, Hazreti Nuh(Neptünde mevsim) yine bambaşka onların alemi. En içten dönüyor Bizim Alem, en içten en uzaktan. Kutup yıldızına o kadar uzaktık. Ama artık biz de merkeze ulaşmak üzereyiz. Hani demiştim ya : Kar yağması için süt meselesinde, sütü Deccal tikmiş demiştim! nasıl olur diye buna itiraz edenlere küçük bir izah yapacağım. çay ile birlikte süt içtiğin zaman, çay Süt ün demirini öldürür diye, Tıp ve bilim adamları bunu araştırıp bilmiş bulmuş. işte çay sütü tikmiş oluyor, yani gücünü elinden almış oluyor. süt içsen bile, çay ile içtiğin zaman, yani nikotin çayı öldürmüş, gücünü almış oluyor. o zaman sigara ile süt içersen de aynı şekilde, sütün gücü gitmiş oluyor, yine Cocacola ile süt içersende, sütün gücü gitmiş oluyor. Buna inanan, iman eden birisi, sütü nasıl ve her ne şekil ile olursa olsun, deccalın da tikebilceğini gücünü elinden alabileceğini anlasın. Bu sadece size anlatmak için gösterdiğim bir izah tarzı idi, yoksa ben de sütü cinsel tarzda tikmiş demiyorum. O da Kendince bir yöntem bulup sütün gücünü elinden almış. Benim o söyleşim tarzım, Afyon yöresi diyelektiğinde sadece öyle. O yüzden bizim(Ben) görevimizi yapmamıza rağmen, kar yağmadı. Kendi istediği zaman yağdı işte. Anneme telefon açtım o da dedi, kar yağdı, ama kar sanki tuz gibi bir şey dedi, gerçek kar değil, Yani Mart karı. O da neden yağar. Kuşlar Mart'ta yavru çıkarmış olur da, yavrular o kar veı soğuğu hissedince, tüy çıkarmaları gerektiğini anlarlar, vücutları göreve girer onun içindi . Bunu daha önce izah etmiştim. Göçmen Kuşlar daha yeni geldi buralara, yavru çıkarmadılar ki daha, şu anda kar yağması, kuşların giyinmesine sebep olmaz ki. Bu sene belki Bahar uzun sürecek gibi artık!!! Eğer başarabilirsek, Bahar uzun sürecek gibi gözüküyor.
III.MESELE
Bu hafta bir patentli konu daha ortaya atacağım :
Ve biliyoruz ki gezen yürüyen Kur'an Hazreti Muhammed idi, Muhammed Demek insan demek, yani insan gezen yürüyen Kur'an, ve Kainat demek. Ve insan DNA da meydana gelmekte, yani DNA ayı oluşturanlar ise yediğin ekmek, peynir, tuz, biber gibi gıdalar. Anne karnında seni oluşturan maddeler, yediklerin. iyi şeyler ye ki, dilin güzel olsun, güzel konuşsun, iyi şeyler ye ki elin güzel olsun, güzel işler tutsun. iyi şeyler ye ki, gözün güzel olsun, güzellere baksın. iyi şeyler, güzel şeyler, temiz şeyler ye ki, aklın idrakin açık olsun, sözün doğrusu na itaat edesin. işte GDO su bozuk, yani geni bozuk gıdalar ve insanlar demek, bozulmuş Kur'an, Kuran'ı Kerimler demek Olmaz mı? Ya gen haritasi harflerden meydana gelmekte, ve Deccal ve Askeri, gen ile oynadıkları zaman, kabağı Karpuza, karpuzu hıyara çevirdiklerin de, GEN deki Harflerin yerini değiştirmiş oluyorlar.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلَاُضِلَّنَّهُمْ وَلَاُمَنِّيَنَّهُمْ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ اٰذَانَ الْاَنْعَامِ وَلَاٰمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّٰهِۜ وَمَنْ يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُب۪ينًاۜ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurennehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurennehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi), ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasire husrânen mubînâ.
Meali :
“Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.”, “Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın.”
(Sadakallahul Aziym Nisâ Suresi 119. Ayet)
Deccal bu harflerin yerini değiştirebiliyorsa! Demek ki Kuran'ı da değiştirmiş demek olur. ve Cebrail Aleyhisselam Muhammed den sonra yeryüzüne indiğinde, önce haya ve utanmayı semaya kaldıracaktı, sonra adaleti sonra adaleti semaya kaldıracaktı ya! ve en son gel geldiğinde de Kuran'ı yeryüzünden kaldıracağını söylemiş.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Cebrâil'e sordum, benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin?
- Cevaben dedi ki: Evet on defa daha ineceğim ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım.
- İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım. İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım. Üçüncü inişimde insanların kalplerinden sevgiyi kaldıracağım. Dördüncü inişimde hayâyı kaldıracağım. Beşinci inişimde adâleti kaldıracağım. Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım. Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım. Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım. Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kurân-ı Kerim'i kaldıracağım. Son inişimde imânı alıp gideceğim.
( Hadis-i Şerif , Tenbîhu’l-Gafilin Abdüllatif s: 247)
Öyle olunca Şu an geni bozuk gıdalar gösteriyor ki, gezen yürüyen Kuranlar yani ademoğlu insanlar kalmadı, artık hepsi bozuk, hepsi bozuk. Yani Kur'an herhalde yeryüzünden belli miktar kaldırılmış, ve Kuran dan sonunda sadece akıllarda kalan kalacak demiş Hazreti Cebrail ve Muhammed. Bir Biber vardı yedimi türüm türüm tüterdi! bir domates vardı yedik mi türüm türüm tüterdi! Ama artık yok. Ama artık yok. Bir koyun kavurması vardı pişirince, mahalleyi türüm türüm tüttürürdü! artık koyun kavurmaları da tütmüyor, kokmuyor, güzel güzel kokmuyor, Artık gerçek koyunda yok. onu yiyen insanda artik kokusunu kaybetti. Gezen yürüyen Kur'an, gerçek Kur'an, artık kaldırılmış, ya da kaldırılmaya başlamış. bu Theoryö patenti alınmasi gereken sözümüz.
IV. MESELE
Deccal ve askeri her şeyi bozdular, genini oynadılar, ve gerçek şeker yok, gerçek tuz yok, gerçek süt yok, ve tıpçılara da fistek verdiler, çünkü bütün sağlık kurumu onların elinde.
Ne dediler ki :
"Bak şişmanladınız, tuz zararlı, yağ zararlı, şeker zararlı, ekmek bile zararlı" dediler. Ve Artık insanları zayıflamak için bir hale soktular, ve Hani Muhammed'in 1 Hadisi var : geçen haftalarda anlatıştık, Bir salkım üzüm den, bir topluluk doyup kalkacak diye anlatıyordu ya. Biz küçüldük, Adem atamızın üzümlerinden, üzüm salkımlarından Bir salkım olsa, buradaki bir topluluk, Belki de bir köy doyar. 33 metre adamın elindeki üzüm salkımını düşün, Bir de senin, yani bir buçuk metrelik adamın üzüm salkımını düşün. insanoğlunun en yüksek haddesi, insanoğlu gen ile oynasa bile, yapabileceği ancak Adem'in üzümüne ulaşabilir. işte üzüm Adem'in üzümü olunca, değil bir topluluk Belki de bir köy doyar, ve Artık insanlar da zaten fazla yiyemiyor. Çünkü tatlar eski tat değil, hani bizim meşhur bir güreşçimiz vardı, Amerika'ya falan gitmiş, güreş tutmuş, Yenilmez, altın Kemerli güreşçimiz, bir sefer de, bir kuzuyu, bir koyunu kesip yiyormuş güçlenmek için. şimdi öyle bir koyun yiyip de şişmanlamayan ve istifra etmeyen adam kaldı mı? Adam sofraya oturuyor diyet yapıyorum diye, iki kaşık yiyor, tabağı geri gönderiyor, yemeyeceğim diyor, çünkü midesini kestirmiş, yemek borusunu mide yerine düz bağırsaklarına bağlamışlar. Yeyince hasta oluyor, rahatsız oluyor zaten. artık bu adama Bir salkım üzüm yediremezsiniz ki. Ben hatırlıyorum, üzüm bağımıza gittiğimizde, birkaç Salkım yiyebildiğimizi hatırlıyorum. şu anda bizim evde bile, bir salkımı bölüşüyoruz, o bile yeterli geliyor. yemeyeceğim diyorsun, Çok tatlı diyorsun. çünkü insanlık küçüldü, mideler küçüldü, zevkler tatlar küçüldü. Dün bir karpuzu, büyük bir karpuz kesilirdi de, bir defa da Yemekten sonra yenir bitirilirdi. şimdi ise, karpuzdan Herkes bir dilim yeyince daha fazla istemiyor, Neden? Çünkü oynanmış gıdalar, ayarı bozulmuş tatlar.
V. MESELE
Ey DECCAL Madem Allah lık Taslıyorsun, hani peygamberin Hadisi var dünya öyle zengin hale gelecek ki Osmanlı'nın son altın vaktinden daha zengin, sadaka taşları koyup da, kimsenin sadaka verecek yer bulamaması gibi, Mehdi vaktinde de öyle zenginlik olacak ki, kimse paraya pula tamah etmeyecek, Çünkü her şey bedava olacak.
(Bu Konudaki Bazı Hadis-i Şerifler)
Peygamberimiz’den sonra (fitneye sebep olacak) olayların olmasından korktuk da Allah’ın Nebisi (s.a.v.)’e (bazı sorular) sorduk. Bunun üzerine
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
’Muhakkak ki ümmetim içerisinde Mehdî vardır, çıkar (ve) beş veya yedi ya da dokuz (sene) yaşar (hükmeder). Nihayet ona bir adam gelir ve: ’Ey Mehdî! Bana ver, bana ver.’ der. (Bunun üzerine o da), ona taşıyabileceği kadar elbisesine saçar (verir).
Tirmizî, Fiten, 53.
Beklenen Mehdî’nin yaşadığı dönemdeki bolluk ve refahın tasvir edildiği bu hadis hakkında Tirmizî ’hasen bir hadis’ demektedir.
Aynı sahabeden nakledilen bir rivayette ’semanın bol bol yağmur yağdıracağı, arzın da bitkilerden hiçbir şeyi saklamayacağı ve malın değersiz hale geleceği’ ifade edilirken
Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/22,35.
bir diğer rivayette de, ’ümmetin hiç kimsenin benzerini görmediği kadar nimetlendirileceği ve Mehdî’nin isteyen herkese fazlasıyla vereceği’ beyan edilmiştir.
Hakim en-Nisâbûrî, el-Müstedrek, Haydarabad, 1916-1923, IV/558.
25
Bu hususta Ebû Saîd el-Hudrî tarafından nakledilen başka hadisler de rivayet edilmiştir. Bu hadislerde müşterek mana olarak üzerinde durulan husus,
Mehdî devrinde mukayese edilemeyecek ölçüde bolluk ve bereket olacağı ve onun da isteyenlere esirgemeden bol bol dağıtacağı hususudur.
Bkz. Nureddin el-Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, Dâru’l-kütüb, Beyrut, 1967, VII/313.
26
Bununla birlikte, Müslim’in Sahih’inde geçen ve açıkça Mehdî ifadesinin geçmediği şu hadis de bu manayı desteklemektedir: Ebû Saîd (el-Hudrî) ve Câbir b. Abdillâh (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demişlerdir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Ahir zamanda bir halife olacak, malı (bolca) taksim edecek ve onu saymayacaktır.’
Müslim, el-Fiten Ve Eşrâtu’s-Sâa, 18.)
(Bu Konudaki Bazı Hadis-i Şeriflerin Bazı Sonu)
Var mısın benle yarışa, madem allahlık taslıyorsun, Mesela, Allah badem yararatmis, onu için bizden bir ücret almıyor, domates yaratmış yine onun için de aynı, biber yaratmış onun için de aynı, altın yaratmış onun için de aynı ,Gümüş yaratmış onun için de aynı, hava yaratmış su yaratmış hiç birisinden bizden bir ücret talep etmiyor. madem sen “Allah' sın”, Allahlık taslıyorsun, o kadar büyük öyle bir dünya yap ki kendine, insanlarını da, dostlarını da oraya al v,e Her şey bedava olsun böyle. Ama senin işin parayla, bak petrolü bile paylaşamıyoruz senin yüzünden, Petrol kavgası çıkıyor, Biz paylaşmak da bile kavga çıkaran insanoğluyuz. Petrolü buluyoruz alıyoruz, birimiz benim diyor, Sen diyorsun Benim, ortada kavga çıkiyor, petrole zam geliyor ve, canı yananlar da biz araba sürenler oluyoruz, bırak bedava dünyayı, neredeyse suyu ve havayı bile haraca bağlayacaksın, nerede kalmış Senin Allah lığıın , pabucumun Deccalı.
ALINTI
“canlılık ile cansızlık arasında pek de fark olmadığını belirtmeden geçmek istemeyiz. Peki keşfedebildiğimiz sınırları en çok zorlayan canlı hangisi?
Büyük ihtimalle tardigrad diye düşüneceksiniz, hatta radyasyona ve sıcaklığa en dayanıklı türlerinden biri olan Milnesium tardigradum diye düşünebilirsiniz; ama değil. Evet, tek hücreli olmadıkları için ve filogenetik olarak arthropodlarla bağlantılı oldukları için bu denli bir dayanıklılık bu canlıya göre son derece etkileyicidir. Fakat bu yazıda temel olarak canlılığı konu edineceğiz.
Örneğin bir ekstremofil bakteri olan Deinococcus radiodurans, tardigradlardan bile daha zor koşullarda (asit, soğuk, sıcak, vakum, radyasyon) hiç zorlanmadan hayatta kalmayı başarabilir. D. radiodurans, 5.000 Gy dozluk iyonize radyasyona hiç (%0) metabolik sorun yaşamadan dayanabilir. 15.000 Gy dozluk radyasyonda ise %37’lik bir metabolik kayıp yaşar. Böylece bakteriler arasında en dayanıklı olduğu için “Conan The Bacterium” lakabı ile bilinir. Günümüzde D. radiodurans, genetiği değiştirilerek radyoaktif maddeleri çok yüksek iyonize radyasyon altında daha az zararlı maddelere parçalamak için kullanılır. Bu yönteme Biyoremediayson denir.
Ekstremofil bir arke olan Thermococcus gammatolerans ise radyasyona karşı bilinen en dayanıklı canlı organizmadır. 2003 yılında Kaliforniya’da okyanusun 2.000 metre altındaki bir hidrotermal bacada keşfedilmiştir. Neredeyse suyun buharlaşma sıcaklığı olan 55–95 °C arasındaki bir sıcaklıkta gelişir ve optimum tercih ettiği sıcaklık değeri 88 °C cıvarındadır. Bulunabildiği pH değeri ise 2-6 cıvarlarındadır. Bu koşullarda hayatta kalmak için bakterilerden farkları neler derseniz: Bakterilerin hücre duvarında peptidoglikan bulunurken, arkelerde sahte-peptidoglikan bulunur. Ayrıca bakterilerin hücre zarında ester bağları vardır; ancak arkelerde eter bağları vardır. Bunların dışında arkelerin metabolik süreçleri, bakterilerden çok ökaryotlara benzer. Bu da filogenetik olarak ökaryotlara daha yakın olduklarını gösterir.“
ALINTI SONU
Kod:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَةَ رَبِّكَ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُم مَّعِيشَتَهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُم بَعْضًا سُخْرِيًّا وَرَحْمَتُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِّمَّا يَجْمَعُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
E hum yaksimune rahmete rabbik, nahnu kasemna beynehum maişetehum fil hayatid dunyave refa'na ba'dahum fevka ba'dın derecatin li yettehıze ba'duhum ba'dan suhriyya, ve rahmetu rabbike hayrun mimma yecmaun.
Meali :
Rabbinin rahmetini onlar mı taksim edip paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında Biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle üstün kıldık; Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha iyidir.
(Sadakallahul Aziym Zuhruf suresi 32. ayet)
Evrim teorisinin doğruluğu ve insanoğlunun tabaka tabakaö redet redetö derece derece evrenden aşağı indirilişi. ve en son indirildigimiz yer dünya ve Arzı mev'ud .
Yukarıda anlatılan bakterilerin yeryüzünde var olması gösteriyor ki, bir zamanlar insanlık Neptün deydi, orayı su bastı ve aşağı indirildi, sonra insanlık jüpiter'e geçti, orası toz duman asit baz ve oradan da indirildi, Ayakta kalan o diğer bakteri oldu, ve o da bir aşağı indirildi ve, insanlık ondan da aşağıda devam etmeye başladı, çünkü Jüpiter'in de kıyameti koptu, ve insanoğluna bir şans daha verildi o bakteri ile, Çünkü o bakteri kafasını kullanıp kendini evrimleştirdi toza dumana aside ve baza dayanıklı bir kalkan geliştirdi.
ve ondan sonrası ondan sonrası en son bu Dünyamız, Arzı mev'ud. yani orta yollu dünya, ne sıcak ne ne de soğuk, orta halli dünya, ve ne Ateş merkür gibi ne asit, ne neptün gibi su, hepsi garerince olan bir dünya Vaa'dedilmiş yer.
ALINTI
Hz. İbrahim ve onun soyundan gelenlere verileceği va'dedilen arazî. Bu tabir Kur'an-ı Kerîm'de "Bereketli arz" olarak kaydedilmektedir. (el-Enbiyâ, 21/71) Hz. Yusuf (a.s.)'ın Mısır'a götürdüğü İsrailoğulları zamanla Firavunların yönetimi altında zulme uğramış, mustaz'af* bir kitle haline gelmişti. Kur'an'da Hz. Musa (a.s.)'ın onlara şöyle dediğini biliyoruz. "Ey Kavmim, Allah'ın size takdir ettiği Arz-ı Mukaddes'e girin arkanıza dönmeyin. Yoksa hepiniz nice zararlara uğrayanlardan olursunuz. " (el-Mâide, 5/12). Hz. Musa'nın sözleriyle Allah'ın İsrailoğullarına mukaddes kıldığı belde bildirilmiş ise de bunun neresi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ken'an ili olarak bilinen yer Filistin, Şam, Ürdün'deki Ken'an bölgesi yahut Kudüs şehri midir, bu hususta kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak o dönemlerde bu bölgede büyük bir devlet hüküm sürdüğünden, israiloğulları buraya gelmek istememişler, bunun için de Hz. Musa'ya: "Git sen ve Rabbin, savaşınız; biz buracıkta oturacağız" demişlerdi. (el-Mâide, 5/24) Bundan sonra İsrailoğulları'nın buraya gidemeyeceği, ancak bu bölgeye salih kulların mirasçı olacakları Hz. Dâvud'a vahyedilen Zebur'da belirtilmiştir: "Andolsun ki biz zikir (Tevrat)'dan sonra (Davud'a indirilen) Zebûr'da yazdık ki. "Arz'a (arz-ı Mev'ud 'a) benim salih kullarım varis olur."(el-Enbiyâ, 21/105). Arz-ı Mev'ud'un değerini takdir edemeyen İsrailoğulları yeryüzünün salihleri olamamış fakat daima bunun özlemini duymuş ve bu toprakları ele geçirmek için her türlü hileye başvurarak her şeyi mübah görmüşlerdir. Arz-ı Mev'ud Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahûdiler tarafından kutsal kabul edildiği için her üç ümmet de buraları ele geçirme gayreti içine girmiş ve bu bölgede tarih boyunca mücadeleler sürmüştür. Yahudiler Allah'ın Peygamberlerini öldürüp onun dinine ve emirlerine sırt çevirdiklerinden Allah onların bu kutsal yerlere mirasçı olamayacaklarım belirtmiştir. Yukarıda ifade edildiği gibi yeryüzüne Allah'ın salih kulları varis olacaktır. Bu ilâhi hüküm bütün kutsal kitaplarda mevcuttur. (bk. el-Enbiyâ, 21/105; Mezmurlar, 37/29, 69/32-36). İslâm'dan önceki dinler ve Hz. Peygamber'den önceki kutsal kitap ve şerîatler, Kur'an ile neshedildiği için, bütün insanların İslâm'a ve Kur'an'a tabi olması halinde Allah'ın salih kulları olmaları mümkündür. Arz-ı Mev'ud'a ancak Allah'ın son şerîatı olan İslâm'a iman etmekle vâris olunabilir.
ALINTI SONU
VI.MESELE
Bariklik Ne Demektir
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun
mecîd"
Hani Nemrud ibrahim aleyhisselamı ateşe atacaktı da, Allah ateşe serin ol dedi ve ibrahimi yakmadı ya, işte bereket "Kemâ bârakte alâ ibrahîme" ibrahime bereket budur.
Yine Hz ibrahim rüyada gördüğü amel olan, ismaili Allah a kurban edecekti de, Allah cennetten bir koç gönderip, ismailin başını bağışladı ya, işte ismaile bereket "Kemâ bârakte ve alâ âli ibrâhîme" budur yani bereketin barik olmanın bir nevi manası, başındaki bir belanın def edilmesidir.
VII.MESELE
Güya Deccal “Dünyamizi Kurtariyor” Hikayesi yalan!
Suriye Irak ve benzerlerini yıkan adam, yıkarak mı dünyayı kurtarıyormuş. Yıkıyor ki, yeniden yapmak isteyenler, ondan malzeme alsın, sıfırdan bir ülke olunca, ondan silah alsın, ona ağabey desin Aman desin, yaman desin, yalvarsın, O da onlara Allahlık taslasın, isteği budr. Eğer yıkarak kurtarmıyorsa, o zaman, Allah niye kıyameti koparacak diye çığlık atanlar, bu yazıyı okusun. Haaşa, Sümme haaşa, Allah da Deccal gibi, belki yenisini yapmak için yıkacaktır belki. Ama Allah yıkıpta yapmıyor bunca senedir dünyayı. Allah bu dünyanın sistemini "Recycling" Dönüşüm ünitesi sistemi olaraktan kurmuş. insan atıklarini fareye temizletiyor, fareleri kediye temizletiyor, kedileri gelinciklere ve köpeklere, köpekleri kurtlara, kurtlarin bıraktigi atıkları, Akbaba ve tilkilere temizletiyor,.. yani zinciri Zincire bağlanmış Allah, Dünya öyle yürüyor, yıkmadan yeniden yapıyor, ve ölen dünyaya her sene baharı yeniden getiriyor. Oysaki Deccal, yenisini yapmak için, sadece yıkmak gerektiğini iddia eden bir adam, ya da kadın, her neyse. ve tezi doğru değil. Madem doğruyu yapmak istioyorsun! O zaman, Allahin sistemini kopyala, yıkmadan yenelerini yapmasınıda öğren.
Bizimde sözümüz Tutulsaydı! bizde kedi olalı bir fare yakladık ve, fareler kediliğe terakki etti diyecektik, ancak fareler haaala fare kaldı malesef.
VIII .MESELE
Yine deccal Dünyanin ve Mehdi vaktinin bereketini Tüketip yok etmeye çalışıyor, çünkü mesela domates yiyince, artık domatesten alacağımız bereketi ve faydayı kazanamıyoruz, yine maddeleri Elemantar Yapıyı bozdu, Şeker, şeker değil, tuz, tuz değil, su su değil, hava hava değil, ve en son kafayı naylona taktı, Naylon ve plastike. Naylon plastik için öne sürdüğü hile ve, onu kaldırma yöntemi ise : Güya Naylon neymiş, 50 senede çürümüyormuş, doğamızada zararlıymış. Halbuki size bardağın boş tarafını gösteriyor. Eskiden bir aletin malin üstünde "Made in Germany" yazıyorsa, o mal kaliteli maldı, evladiyelik, senelerce kullan bozulmaz eskimezdi. Kimler istemez böyle kaliteli mal. Ve Allah bize Kaliteli mal, 50 sene Eskimeyen çürümeyen plastik ve naylon keşfettirmiş. insanlar burasına bakmıyor da, bardağın boş tarafını bakıyor, 50 sene çürümüyormuş zararlıymış diyor. Bamıyor ki bardağın dolu tarafına, Allah bize Eskimeyen kaliteli bir mal keşfettirmiş keşfedilmiş demiyor. Bu konudaki Bu sözüm ve fikrimde, müttakilere, askerime kifayet edecektir zaten.
IIX.MESELE
Geleceği Allah'tan başka kimse bilemez diye bir ayet var.
Öyle bir Allah var ki, gelelecegi biliyor. Ve dünyada Allah'ın o sıfatının tecelli ettiği zatı, Allahu Teala kendisi, Kur'an-ı Kerim'de Hızır olaraktan bize tanıtıyor. Ve O gelecekten haberdar olup, ona göre gelecek Hakkında karar verme yetkisine sahip. Demek ki Allah öyle kimselere de, gelecekten bazı haberleri haberdar etmekte. ve Onlara da yapması gerekenleri ilham yoluyla bildirmekte. Raşidi Tarikatında hızırlık bir görevdir makamdır. O sadece bir kimseye verilen isim ve şahıs değildir. Allah dilerse Bugün seni Hızır yapar, Yarın ahmeti bürgün Fadimeyi, öbürgün ise Bilmem maymunu veya karakayı hızır edebilir…
IX. MESELE
Film yıldızları şarkıcılar ve senaristler de, sanki ilhamlar tükendi bitti gibi, tükendik modunda lar, ve yeni senaryo ve yeni şarkı yeni müzik üretemez oldular.
Halbuki Kur'an'da İncil de Tevrat'ta bir sürü senaryo var. peygamberin hadislerinde, başından geçenler bir sürü senaryo, hepsi yazılmış hadis halinde, kitap halinde, kıssalar halinde, senaryolar. Bunlarca senedir Kimse onlara göz atıp da, ne doğrudürüst film yapmışlar, ne doğru dürüst şarkı yazmışlar üretememişler. açıp baksanız, Bir de kafanızı çalıştırıp, Hayal gücünüzü çalıştırırsanız, size bir sürü senaryo var, tükenmişlik sendromundan Çıkın artık. Mesela Başından geçenleri hikaye edin, film yapın, bunu çoluk çocuk seyretsin. bir de hayal gücünüzle daha da bunu ileriye taşıyın, o vakitte yaşıyormuş gibi hissederekten, biraz içine bir şeyler katın bozmadan. ne güzel film senarıyosuolur, yıllarca eskimeyecek senaryolar. Vallahi aynı Kemal Sunal filmleri gibi. eskimeyen filmler olacak. yine isa nın başından Geçenler, Musa'nın Başından geçenler, Peygamberimizin Başından Geçenler, Hazreti Ömer'in killer, 12 havarinin ki, alın Size binlerce senaryo benden beleş, alın kullanın,Onların YouTube video ve televizyon filmleri şarkıları ile, yıldızları yeniden parlasın. Bu Musa nın Yıldızı, Musa gibi yeniden parlasın, isa nınkini İsa gibi...Davut'un ki şarkı şiir halinde, Alın size şarkı şiirler, yanına Biraz da siz katın sevginizi aşkınızı, işte size bir kitap dolusu şarkı, söyleyin, Söyleyin, altın vaktinde Bunlar da olsun. hemde hepsi bedava seneryo.
Rabbim ahireti müttakiler de Baki kılsın. Amin amin amiyn.
--oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 26 Ocak 2020 Pazar
Original Kar © glan
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca