Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 9,460
» Forum posts: 10,171

Full Statistics

 
Oku-1 TERMOMETRE
Posted by: RasitTunca - 10-11-2024, 09:07 PM - Forum: Sanal Dergi - No Replies

TERMOMETRE

Alm. Thermometer (n), Wärmemesser (m), Fr. Thermomètre (m), İng. Thermometer. Sıcaklık ölçen âlet. Termometrelerin çalışma prensibi, pekçok maddenin sıcaklıkla genleşmesi esâsına dayanmaktadır.

En sık rastlananı cıvalı termometredir. Bu çok küçük kesite sâhip ve üst ucu kapalı bir tüpten ibârettir. Alt ucundaysa içinde cıva bulunan küresel veya silindirik bir hazne bulunur. Isıtılmasıyla, civa genişler ve tüpte yükselir. Tüpün kesitinin küçük olmasından dolayı az bir hacim büyümesinde cıvanın yükselmesi oldukça fazladır. Termometre iki sâbit nokta arasında kalibre edilir. Bunlar suyun donma noktasıyla kaynama noktasıdır. Normal atmosfer basıncında (760 mm cıva basıncı) bu iki nokta arasındaki mesâfe Celcius termometresinde 100 eşit parçaya bölünür. Bunların her biri bir Centigrad’ı (1°C) gösterir. Fahrenheit ölçüsündeyse bu 180 eşit parçaya bölünür. Bunların her biriyse Fahrenheit’i (1°F) gösterir. Bu ölçümde, suyun donma ve kaynama noktası sırayla 32°F ve 212°F olarak belirlenir. Réamur ölçümündeyse bu noktalar 0°R ve 80°R olarak isimlendirilir. Ara da 80 parçaya bölünür. Cıva -39°C’de donduğu için çok düşük sıcaklıkların ölçümü için uygun değildir. Bu tür olanlar donma noktası düşük olan renkli alkolle doldurulmuştur. Ulaşılabilecek en düşük sıcaklık mutlak sıfır olup, -273,16°C’dir. Mutlak sıfırdan başlayan bir ölçü de Kelvin’dir, yâni -273,16°C= 0°K’dır.

Termokupl: Farklı iki metal veya metal alaşımı telin (meselâ, bakırla demir gibi) birleştirilmesi ve bundan sonra birleşimlerden birinin sâbit sıcaklıkta tutulurken, diğerinin ısıtılması sonucu iki bileşim arasında bir termo-elektrik potansiyel farkı ortaya çıkar. Bu potansiyel farkı (volt), sıcaklığın farkının büyüklüğü nispetinde büyük olur ve voltmetreyle okunabilir. Bu voltmetrenin verilen sıcaklık için kalibre edilmesi sonucu, sıcaklık ölçebilecek bir termokupl elde edilmiş olur. Tek bir termokuplun verdiği voltaj birkaç milivolt gibi çok küçüktür. Yüksek voltaj için sıcak ve soğuk bileşimlere sâhip termokuplların sayısı arttırılır ve seri bağlama yapılır. Böylece termopil veya termo elektrik pil elde edilmiş olur.

Direnç termometresi: Bu bir iletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği direncin sıcaklıkla değişimine dayanan bir âlettir. Metallerin pek çoğunun sıcaklıkları arttıkça elektrik geçirgenlikleri azalır. Ortaya çıkan direnç belirli sınırlar içinde, sıcaklıkla orantılıdır. Termometrede kullanılan direnç platin veya nikel tel şeklinde olup, direnci 0°C’de 100 ohm olacak şekilde düzenlenir. Sıcaklık değişimiyle direnç değişimi, akım şiddetinin değişimi olarak, meselâ çapraz bobin âletiyle ölçülür. Bu âletin göstergesi her iki bobinden geçen akım şiddeti (0) ile orantılı sapar. Bir bobindeki akım sıcaklıktan etkilenmeyecek şekilde direnç yoluyla sâbit tutulurken diğer bobindeki akım termometre telindeki sıcaklıkla değişen direnç yoluyla belirlenir.

İki metalli termometre: Benzer olmayan iki metal şeritin birleştirilmesinden meydana gelir. Farklı uzama katsayısına sâhip olan bu maddeler ısıyla farklı boylarda uzarlar. Spirâl şeklinde düzenlenen bu çeşit termometreye konacak gösterge, sıcaklıkla değişiminde hareket ederek sıcaklığın ölçüsünü bildirir. Göstergenin bilinen sıcaklıklarla kalibre edilmesi gerekir.

Pirometre: Cıvalı termometrelerle ölçülmesi mümkün olmayan yüksek sıcaklıkları ölçmeye yarayan bir tür termometredir. Sıcaklığı ölçülmesi istenen cismin yaydığı radyasyon enerjisinin ölçülmesi esâsına dayanır. Optik ve radyasyonlu pirometreler olmak üzere başlıca iki çeşidi vardır.

Optik pirometrede sıcaklığı ölçülecek cismin yaydığı görünür radyasyonun parlaklığı, pirometre üzerindeki tungsten filamanlı bir lâmbanın ışığının parlaklığıyla mukâyese edilir. Tungsten lâmbanın parlaklığı, bir potansiyometre vâsıtasıyla voltaj değiştirilerek, cismin yaydığı ışığın parlaklığına eşit olana kadar ayarlanır. Parlaklıklar aynı olduğu anda göstergeden direkt olarak sıcaklık okunur. Çünkü gösterge voltaj-sıcaklık arasındaki bağıntıya göre kalibre edilmiştir. Bu metodla 500-3000°C arası sıcaklıklar ölçülebilir. Özel camlar kullanılarak bu sıcaklık daha da arttırılabilir.

Radyasyon pirometreleri optik pirometrelerin aksine geniş dalga boylarıyla çalışır. Sıcaklığı ölçülecek cismin yaydığı radyasyon; termopil, bolometre ve fotoelektrik pil gibi bir hissedici termik eleman üzerine mercekle odaklanır. Bu termik eleman sıcaklığa göre kalibre edilmiş voltmetre gibi bir âlete bağlı olduğundan âletin göstergesi direk olarak sıcaklığı verir.

Kaynak

Rehber Ansiklopedisi

Print this item

Oku-1 TERMODİNAMİK
Posted by: RasitTunca - 10-11-2024, 09:06 PM - Forum: Sanal Dergi - No Replies

TERMODİNAMİK

Alm. Thermodynamik, Wärmekraftlehre (f), Fr. Thermodynamique (f), İng. Thermodynamics. Enerji ve enerji dönüşümlerini, entropiyi ve burada maddenin fizikî özellikleri arasındaki bağıntıları inceleyen bir ilim. Termodinamik fiziğin bir koludur. Diğer ilimlerde olduğu gibi, termodinamik de esas olarak önce gözleme, deneye dayanır. Sonra elde edilen neticelerden termodinamiğin kânunları formüle edilir. Bu kânunlar, termodinamiğin sıfırıncı, birinci, ikinci ve üçüncü kânunlarıdır. Sıfırıncı kânun ısıl denge ve sıcaklıkla, birinci kânun enerjiyle, ikinci kânun entropiyle ve üçüncü kânun mutlâk entropiyle ilgilidir. Mühendislik problemlerinin çözümünde en çok termodinamiğin birinci kânunu ve ikinci kânunu kullanılır.

Kapalı sistemler için termodinamiğin birinci kânunu, herhangi bir hal değişimindeki ısı değişimi, iş değişimi ve iç enerji değişimi arasındaki bağıntıyı belirler. Buna göre ısı değişimiyle iş değişimi arasındaki fark iç enerji değişimine eşittir.

Sıcaklıkla ısı birbirinden ayrı kavramlardır. Sıcaklık sisteme âit bir özelliktir. Isı ise sisteme âit özellik değildir. Isı, sistem sınırında sıcaklık farkından dolayı meydana gelen enerji akışıdır. Bu sebeple, denizin veya havanın sıcaklığı şu kadar derece demek doğru, fakat ısısı şu kadar derece demek yanlıştır. Sıcaklık ve ısı ifâdeleri çoğu zaman gazetelerde, radyoda ve halk arasında yanlış kullanılmaktadır.

Termodinamiğin ikinci kânununun iki ifâdesi vardır:

Kelwin Planck ifâdesi: Bir ısı kaynağından ısı çekerek bu ısının tamâmını işe çeviren bir ısı makinası yapmak mümkün değildir.

Clausius ifâdesi: Düşük sıcaklıktaki bir ortamdan yüksek sıcaklıktaki bir ortama ısı nakli ancak dışarıdan bir enerji vermek sûretiyle mümkün olur (buzdolaplarında olduğu gibi).

Termodinamiğin ikinci kânununun önemli konularından biri de entropidir. Kâinattaki bütün olaylarda entropi (değişiklik) artışı vardır. Bu sebeple kâinatın entropisi hızla artmaktadır. Nihâyet kâinatın entropisi maksimum noktaya gelecektir. Maksimum olması demek, daha fazla artmaz demektir. Bu da entropi artışını meydana getiren kâinattaki olayların durması demektir. Kâinattaki olayların durması, bitmesi demekse kıyâmetin kopması demektir. Burada olduğu gibi, müsbet ilimler doğru anlaşılır ve herhangi bir felsefî görüşe âlet edilmezse insanı gerçeğe ve Allah’a götürmektedir.

Kaynak

Rehber Ansiklopedisi

Print this item

Oku-1 TERLİKSİ HAYVAN (Paramaecium)
Posted by: RasitTunca - 10-11-2024, 09:05 PM - Forum: Sanal Dergi - No Replies

TERLİKSİ HAYVAN (Paramaecium)

Alm. Paramaecium (n), Fr. Paramécie (f), İng. Paramecium. Familyası: Paramesyumgiller (Paramaeciidae). Yaşadığı yerler: Tatlı ve acı sularda serbest hâlde yaşarlar. Özellikleri: Vücutları kirpiklerle bezenmiş bir hücreli mikroorganizmalar. Kirpikleriyle hareket ederler. Çeşitleri: Sekiz türü vardır. Kirpikliler (Ciliata) sınıfının tüm kirpikliler (Holotricha) takımından, çoğunlukla tatlı sularda yaşayan bir hücreli birkaç türe verilen genel ad. Sekiz türü bilinmektedir. Yedi tânesi durgun veya akarsularda, biri acı sularda yaşar. Büyüklükleri 0,07 mm ile 0,30 mm arasında değişir. Mikroskopta görünüşü bir terliğe benzer. “Paramesyum” olarak da bilinir. Paramesyumda vücut “pelikula” denen sert bir örtüyle kaplıdır. Pelikula kıla benzer “sil” denilen 2500 kadar titrek tüyle örtülüdür. Bu stoplazmik tüylerin hareketiyle hayvan su içinde ekseni etrafında dönerek ilerler.

İki çekirdeğe sâhiptir. Büyüğüne “makro nukleus” küçüğüne “mikro nukleus” adı verilir. Büyük çekirdeğini kaybeden terliksi ölür. Pelikulanın dibinde, yuvalarında kıvrılı duran “trikosist” denen savunma iplikleri vardır. Tehlike ânında gerilerek dışarı fırlarlar. Vücudun 2-3 misli kadar uzayabilirler. Bu yapılar, hayvanı bir yere bağlamakta, avını yakalamada ve korunmada kullanılır.

Yiyecekleri; bakteriler, diğer küçük organizmalar ve organik maddelerdir. Hareketsizken ağız çevresindeki kirpiklerin hareketiyle bir su akımı meydana gelir. Ağız içine giren besin, ağız yutağının sonunda bir besin kofuluyla çevrilerek ağızdan ayrılır ve vücutta dolaşır. Besin enzimleriyle koful içinde sindirilir. Artık katı maddeler hücre anüsünden, vücutta biriken fazla su “kontraktil koful” denen boşaltım organelleriyle dışarı atılır. İki adet olan boşaltım kofulları sırayla çalışır. Biri çalışırken diğeri dinlenir. Yarım saat içinde vücut hacmine eşit suyu boşaltabilirler.

CO2 ve NH3 gibi artık gazlar da osmozla dışarı atılır. Solunum için gerekli oksijen de yine deriden osmozla alınır. Çoğunlukla bölünmeyle ürerler. İyi beslenen bir paramesyum bir günde 4-5 defâ bölünür. Bâzan iki fert karşılıklı gelerek gen alış verişi yaparlar. Bu çeşit eşeyli üremeye “konjugasyon” adı verilir.

Isı, ışık ve kimyâsal etkilere karşı hassastırlar. Bâzı terliksilerde “nötromotor” denilen çok basit sinir telleri ağı vardır. Etkilere göre çeşitli durumlar alırlar. Uygunsuz şartlarda “kist” hâline dönüşerek uzun zaman dayanırlar. Yağmur suları ve rüzgârla değişik ortamlara taşınırlar. Su birikintilerinin çoğunda terliksi hayvanlara rastlamak mümkündür. Bol oldukları zaman suyun yüzeyinde beyaz toz hâlinde gözle de fark edilebilirler.

Kaynak

Rehber Ansiklopedisi

Print this item